AŞIK VEYSEL
ŞATIROĞLU
(25. Ekim .1894
21.Mart. 1973 )
——————-
Halk şiiri geleneğinde özgün bir yeri olan ozanımızdır.
Avşar boyunun Şatırlı obasına bağlıdır.
Aşık Veysel Şatıroğlu, 1894 yılında Sivas’ın Şarkışla ilçesine bağlı Sivrialan köyünde dünyaya geldi.
Annesi Gülizar, babası “Karaca” lakaplı Ahmet adında bir çiftçiydi.
Veysel’in iki kız kardeşi, yörede yaygınlaşan çiçek hastalığına yakalanarak yaşamlarını yitirdi.
Veysel de yedi yaşında aynı hastalıktan dolayı iki gözünü de kaybetti. Kendi anlatımına göre:
—
” Anam güzel bir entari / elbise dikmişti. Onu giyerek beni çok seven Muhsine kadına gitmiştik. Beni sevdi. O gün çamurlu bir gündü , eve dönerken ayağım kaydı ve düştüm. Bir daha kalkamadım. Çiçeğe yakalanmıştım… Çiçek zorlu geldi. Sol gözümde çiçek beyi çıktı. Sağ gözüme de, solun zorundan olacak, perde indi. O gün bugündür dünya başıma zindan / karanlık –sıkıntılı yer oldu. ”
—-
Babasının, Aşık Veysel’e oyalanması için aldığı bağlamayla önce başka ozanların türkülerini çalmaya başladı.
Babasının yakın arkadaşı olan aşık Ala tarafından eğitildi.
Pir Sultan Abdal , Karacaoğlan , Dertli gibi halk ozanlarımızın eserlerini öğrendi .
1930 yılında Sivas ‘ta Maarif Müdürü ve edebiyat öğretmeni olarak görev yapan Ahmet Kutsi Tecer Bey ile bir şairler gecesinde tanıştı. Kutsi Bey ‘in desteği ile birçok ili dolaşmaya başladı
Aşık geleneğinin son büyük yansıtıcılarından olan Aşık Veysel, bir dönem yurdu dolaşarak Arifiye , Çifteler , Kastamonu , Akpınar Köy Enstitüleri’nde saz hocalığı yaptı.
1965 yılında özel kanunla maaş bağlandı.
1970’li yıllarda Selda Bağcan, Gülden Karaböcek, Hümeyra, Fikret Kızılok, Esin Afşar gibi bazı müzisyenler Aşık Veysel’in deyişlerini düzenleyerek yaygınlaşmasını sağladı. Şarkışla’da her yıl adına şenlikler yapılır.
Evi , müze olarak kullanılmaktadır.
Eserlerinde Türkçesi yalındır.
Dili ustalıkla kullanır.
Yaşama sevinci , hüzün, iyimserlik , umutsuzluk şiirlerinde iç içeridir.
Doğa, toplumsal olaylar, din ve siyasete ince eleştiriler yönelttiği şiirleri de vardır. Şiirleri, Deyişler (1944),
Sazımdan Sesler (1950),
Dostlar Beni Hatırlasın (1970) isimli kitaplarında toplandı.
1973 yılında akciğer kanseri sonucunda vefat etti.
Ölümünden sonra ‘’ Bütün Şiirleri (1984) ‘’ adıyla eserleri tekrar yayınlandı.
AŞIK VEYSEL’İN ESERLERİ
Anlatamam derdimi
Arasam seni gül ilen
Atatürk’e ağıt
Beni hor görme / aşağılama
Beş günlük Dünya
Bir kökte uzamış
Birlik destanı
Çiçekler
Cümle alem / dünya senindir
Derdimi dökersem derin dereye
Dost çevirmiş yüzünü benden
Dost yolunda
Dostlar beni hatırlasın
Dün gece yar eşiğinde
Dünya’ya gelmemde maksat / amaç
Esti bahar yeli / rüzgarı
Gel ey aşık
Gonca gülün kokusuna
Gönül sana nasihatim / öğüdüm.
Gözyaşı armağan
Güzelliğin on para etmez
Kahpe felek / dönek dünya
Kara toprak
Kızılırmak seni seni
Küçük dünyam
Murat
Ne ötersin dertli dertli / üzüntülü – sıkıntılı
Necip
Sazım
Seherin vaktinde
Sekizinci ayın yirmi ikisi
Sen varsın
Şu geniş Dünyaya
Uzun ince bir yoldayım
Yaz gelsin
Yıldız (Sivas ellerinde)
———————————–
UZUN İNCE BİR YOLDAYIM
Uzun ince bir yoldayım
Gidiyorum gündüz gece
Bilmiyorum ne haldayım
Gidiyorum gündüz gece.
—
Dünyaya geldiğim anda
Yürüdüm aynı zamanda
İki kapılı bir handa
Gidiyorum gündüz gece.
—
Uykuda dahi yürüyom
Kalkmaya sebep arıyom
Gidenleri hep görüyom
Gidiyorum gündüz gece.
—
Kırk dokuz yıl bu yollarda
Ovada dağda çöllerde
Düşmüşüm gurbet ellerde
Gidiyorum gündüz gece .
—
Düşünülürse derince
Irak görünür görünce
Yol bir dakka miktarınca
Gidiyorum gündüz gece.
—
Şaşar Veysel iş bu hale
Gah ağlaya gahi güle
Yetişmek için menzile
Gidiyorum gündüz gece.
Aşık Veysel ŞATIROĞLU
——-
DOSTLAR BENİ HATIRLASIN
Ben giderim adım kalır
Dostlar beni hatırlasın.
Düğün olur bayram gelir
Dostlar beni hatırlasın.
—
Can kafeste durmaz uçar
Dünya bir han konan göçer
Ay dolanır yıllar gecer
Dostlar beni hatırlasın.
—
Can bedenden ayrılacak
Tütmez baca yanmaz ocak
Selam olsun kucak kucak
Dostlar beni hatırlasın.
—
Ne gelsemdi ne giderdim
Günden güne arttı derdim
Garip kalır yerim yurdum
Dostlar beni hatırlasın..
—
Açar solar türlü çiçek
Kimler gülmüş kim gülecek
Murad yalan ölüm gerçek
Dostlar beni hatırlasın..
—
Gün ikindi akşam olur
Gör ki başa neler gelir
Veysel gider adı kalır
Dostlar beni hatırlasın.
———-
GÜZELLİĞİN ON PARA ETMEZ
Güzelliğin on par’etmez
Bu bendeki aşk olmasa
Eğlenecek yer bulaman
Gönlümdeki köşk olmasa.
—
Tabirin sığmaz kaleme
Derdin dermandır yareme
İsmin yayılmaz aleme
Aşıklarda meşk olmasa.
—
Kim okurdu kim yazardı
Bu düğümü kim çözerdi
Koyun kurt ile gezerdi
Fikir başka başka olmasa.
—
Güzel yüzün görülmezdi
Bu aşk bende dirilmezdi
Güle kıymet verilmezdi
Aşık ve maşuk olmasa.
—
Senden aldım bu feryadı
Bu imiş dünyanın tadı
Anılmazdı VEYSEL adı
O sana aşık olmasa.
————
BENİM SADIK YARİM KARA TOPRAKTIR
Dost dost diye nicelerine sarıldım
Benim sadık yarim kara topraktır
Beyhude dolandım boşa yoruldum / boşuna
Benim sadık yarim kara topraktır.
—
Nice güzellere bağlandım kaldım
Ne bir vefa gördüm ne fayda buldum / sevgi bağlılığı
Her türlü isteğim topraktan aldım
Benim sadık yarim kara topraktır.
—
Koyun verdi kuzu verdi süt verdi
Yemek verdi ekmek verdi et verdi
Kazma ile döğmeyince kıt verdi
Benim sadık yarim kara topraktır.
—
Ademden bu deme neslim getirdi
Bana türlü türlü meyva yetirdi
Her gün beni tepesinde götürdü
Benim sadık yarim kara topraktır.
—
Karnın yardım kazmayınan belinen / kürekle
Yüzün yırttim tırnağınan elinen
Yine beni karşıladı gülünen
Benim sadık yarim kara topraktır.
—
İşkence yaptıkça bana gülerdi
Bunda yalan yoktur herkes de gördü
Bir çekirdek verdim dört bostan verdi
Benim sadık yarim kara topraktır.
—
Havaya bakarsam hava alırım
Toprağa bakarsam dua alırım
Topraktan ayrılsam nerde kalırım
Benim sadık yarim kara topraktır.
—
Dileğin var ise Allah’tan
Almak için uzak gitme topraktan
Cömertlik toprağa verilmiş Hak’tan
Benim sadık yarim kara topraktır.
—
Hakikat ararsan açık bir nokta
Allah kula yakın kul Allaha
Hak’kın hazinesi gizli toprakta
Benim sadık yarim kara topraktır.
—
Bütün kusurlarım toprak gizliyor
Merhem çalıp yaralarım düzlüyor
Kolun açmış yollarımı gözlüyor
Benim sadık yarim kara topraktır.
—
Her kim olursa bu sırra mazhar / erişen
Dünyaya bırakır ölmez bir eser
Gün gelir Veysel’i bağrına basar
Benim sadık yarim kara topraktır.
———-
CEYLAN
Sen bir ceylan olsan ben de bir avcı
Avlasam çöllerde saz ile seni.
Bulunmaz dermanı yoktur ilacı / çıkar yolu – çaresi
Vursam yaralasam söz ile seni.
—
Kurulma sevdiğim güzelim deyin
Bağlanma karayı alları geyin / giyin
Ben bir çoban olsam sen de bir koyun
Beslesem elimde tuz ile seni.
—
Koyun olsan otlatırdım yaylada
Tellerini yoldurmazdım hoyrada / kabaya – hırlayıcıya – kırıcıya
Balık olsan da takla dönsen deryada / denizde
Düşürsem toruma bez ile seni.
—
Veysel der ismini koymam dilimden
Ayrı düştüm vatanımdan ilimden
Kuş olsan da kurtulmazdın elimden
Eğer görse idim göz ile seni.
————–
ALDANMA
Aldanma cahilin kuru lafına
Kültürsüz insanın külü yalandır..
Hükmetse dünyanın her tarafına
Arzusu hedefi yolu yalandır..
—
Kar suyundan süzen çeşme göl olmaz
Gül dikende biter diken gül olmaz
Vız vız eden her sineğin balı olmaz
Peteksiz arının balı yalandır..
—
İnsan bir deryadır ilimle mahir / usta
İlimsiz insanın şöhreti zahir / açık – belli .
Cahilden iyilik beklenmez ahir / sonunda .
İşlediği amel hali yalandır.. / iş durumu
—
Cahil okur amma alim olamaz
Kamillik ilmini herkes bilemez / olgunluk
Veysel bu sözlerin halka yaramaz
Sonra sana derler deli yalandır.
Aşık Veysel Şatıroğlu
————————–
DERDİMİ SÖYLESEM
Derdimi söylesem derin dereye
Doldurur dereyi düz olur gider
Irakipler sıra dağlar arada
Korkarım yar benden yoz olur gider./ işlenmemiş – kısır
—
Pervane ateşten sakınmaz canı / küçük kelebek
Uğruna koymuşum başı bedeni
Doldur tüfeğini hedef et beni
Yaram doksan dokuz yüz olur gider.
—
Veysel der çıkayım bir yüce dağa
Ağaçlar bezenmiş yeşil yaprağa / süslenmiş
Zaman olur tenim düşer toprağa
Karışır toprağa toz olur gider.
——————-
BESEREK DAĞI
Arzusun çektiğim Beserek Dağı
Elvan elvan çiçeklerin açtı mı? / rengarenk
Çevre yanın güzellerin otağı,
Bizim eller yaylasına göçtü mü?
—
Güney tarafında Kurban Pınarı,
Kalktı mı Mezarlı Boyu’nun karı?
Garip öter meşeliğin kuşları, / zavallı
Yavru şahin yuvasından uçtu mu?
—
Yeşil atlas giymiş dağlar süslemiş,
Mescit köyü eteğine yaslanmış,
Şeme Dağı, duman olmuş puslanmış,
Sivralan’a nuru rahmet saçtı mı?
—
Zaman gelip göçler geri dönerken,
Güzellerin yaylasından inerken,
Dilberler doldurup bade sunarken, / alımlı – güzel kadınlar
Veysel Şatır, hatırlara düştü mü?
—————————
GEK BİRLİK KAVLİNE
GİRELİM KARDEŞ
İtimat edersen benim sözüme / güvenirsen
Gel birlik kavline girelim kardaş / sözleşmesine – sözüne
Birlik çok tatlıdır, benzer üzüme
İçip şerbetini duralım kardaş.
—
Son verelim iftiraya bühtana / kara çalmaya – suçlu göstermeye
Kardeşane sevişelim can cana
Elbirlikle çalışalım vatana
Çok okul, fabrika kuralım kardaş.
—
Yürüyelim Atatürk’ün izine
Boş verelim bozguncular sözüne
Göz atalım şu dünyanın hızına
Yürüyüp hedefe varalım kardaş.
—
Veysel’in sözleri kanun dışı mı?
Mantığa uymazsa kesin başımı
Bana düşman etmiş vatandaşımı
Sebebi ne ise soralım kardaş.
———————————
GÖNÜL BİR GÜZELİ SEVDİ
Gönül bir güzeli sevmiş ayrılmaz
Dolanır peşinde çoban misali / örneği
Hiç kimse bu derdin dermanın bilmez / çaresini
Azmış yaraları perişan hali / dağınık – zavallı durumu
—
Lokman çare bulmaz yoktur Eflatun / Platon (M.Ö. 429 – 347) felsefesi / düşünür.
Yardan ayrılması ölümden çetin
Elde endaz ettim bu aşkın atın / atan – atıcı – ölçü
Terkettim sılayı vatanı ili
—
Ferhat Şirin için kestiği taşlar
Benim senin için döktüğüm yaşlar
Seni yaksın beni yakan ateşler
Yaktı bu sinemi savruldu külü.
—
Arılar bal için bekler petekler
Alır her çiçekten verir emekler
Mecnun Leyla için pınarı bekler
Ben de bir yar için olmuşum deli.
—
Evvelden var idi bu sevda bende
İlikte damarda cesette canda
Ölünce hu çeksin kemiğim sinde / mezarda
Dünyada durunca Veysel’in dili.
———————————
AH ÇEKTİKÇE ERİR GİDER
Ah çektikce erir gider
Yüreğimin yağı benim..
Seni görsem durur gider
Dillerimin bağı benim..
—
Gam leskesi saf saf oldu / üzüntü küreği
Hep sözlerim boş laf oldu
Senin yolunda mahv oldu / yok oldu.
Gençliğimin çağı benim..
—
Ah belimi büken oldu
Gurbet bana diken oldu
Altı aydır mekan oldu / yer
Dibi kırkkız dağı benim..
—
Sensin derdine düştüğüm
Hayal oldu konuştuğum
Her gün yediğim içtiğim
İçerimde ağu benim.. / zehir
—
Ağlar VEYSEL çıkmaz sesi
Gine coştu gam deryası
Garip gönlümün yaylası
Güzel hüsnün bağı benim./ temiz yüreklilik
——————
NAZLI DİLBER
Ala gözlü benli dilber / alımlı – güzel kadın
Bir gün gelsen bize doğru..
Seni sevdim can u dilden
Çekme kendini naza doğru.. / eda – şımarıklık
—
Ne pervam var ne de perdem / çekinmem – korkum var
Sanma beni hali bir dem
Söyler seni teller her dem
Kulak versen saza doğru..
—
Aşığa zülfükar isen / iki tarafı keskin kılıç
Gülşende güle zar isen / gül bahçesinde
Hakikatli bir yar isen
Ben geleyim size doğru..
—
Gönülleri bir edelim
Gayrileri biz nidelim / başkalarını ne edelim
İkimiz de bir gidelim
Yürüyelim ize doğru..
—
Bir gün için feryadı zar / haykırış ayıran perde – ağlayıp ,sızlamak
Bülbül eder her dem seher / her an sabah
Aç sinemi gel gör ne var / göğsümü
Arttı derdim yüze doğru..
—
Kafi derdim bir derd katma / yeter
Veysel’i yabana atma
Kerem eyle çok uzatma / soyluluk
Kavuşalım yaza doğru.
———-
SAZIMA
Ben gidersem sazım sen kal dünyada
Gizli sırlarımı aşikar etme / görünür
Lal olsun dillerin söyleme ya da / konuşamaz
Garip bülbül gibi ah-u zar etme. / inleme, ağlama, sızlanma
—
Gizli dertlerimi sana anlattım
Çalıştım sesimi sesine kattım
Bebe gibi kollarımda yaylattım
Hayali hatır et beni unutma.
—
Bahçede dut iken bilmezdin sazı
Bülbül konar mıydı dalına bazı
Hangi kuştan aldın sen bu avazı / sesi
Söyle doğrusunu gel inkar etme / yok sayma.
—
Benim her derdime ortak sen oldun
Ağlarsam ağladın gülersem güldün
Sazım bu sesleri turnadan mı aldın
Pençe vurup sarı teli sızlatma.
—
Ay geçer yıl geçer uzarsa ara
Giyin kara libas yaslan duvara / kara elbise
Yanından göğsünden açılır yara
Yar gelmezse yaraların elletme.
—
Sen petek misali Veysel’de arı
İnleşir beraber yapardık balı
Ben bir insanoğlu sen bir dut dalı
Ben babamı sen ustanı unutma.
————–
KARDEŞİM
Beni hor görme kardeşim / aşağılama
Sen altınsın ben tunç muyum?
Aynı vardan var olmuşuz
Sen gümüşsün ben saç mıyım?
—
Ne var ise sende bende
Aynı varlık her bedende
Yarın mezara girende
Sen toksun da ben aç mıyım?
—
Topraktandır cümle beden
Nefsini öldür ölmeden
Böyle emretmiş yaradan
Sen kalemsin ben uç muyum?
—
Tabiata Veysel aşık / doğaya
Topraktan olduk, kardaşık.
Aynı yolcuyuz yoldaşık
Sen yolcusun ben bac mıyım / karın dürtmek – vergi
—————-
AŞKIN BENİ
Aşkın beni elden ele gezdirdi
Çok dolandım bulamadım eşini
Beni candan usandırdı bezdirdi / bıktırdı- yordu
Tuzlu imiş yiyemedim aşını..
—
Benim ile gezdin beni arattın
Beraber oturup beraber yattın
Türlü türlü güllerinden koklattın
Aşık ettin güle bülbül kuşunu..
—
Altmış iki yıldır seni ararım
Tükendi sabrım yoktur kararım
Dağa taşa kurda kuşa sorarım
Kimse bilmez hikmetini işini.. / sebebini
—
Her millete birer yüzden göründün
Kendini sakladın sardın sarındın
Bu dünyayı sen yarattın girindin
Her nesnede gösterirsin nakşını.. / çeşitli renklerle boyamanı
—
Görenlere açık körlere gizli
Kimine göründün oruç namazlı
Veysel’e göründün cilveli nazlı
Tutan bırakır mı senin peşini.
———————–
BENDEN SELAM
Benden selam söylen vefasız yare / sevgisiz – hakikatsız
Gurbet benim olsun sıla kendine. / kavuş – ulaş kendine
Çekilmedik derdimizi bölüşek
Yadı ben alayım sıla kendine.. / yabanı – hatırlamayı
—
Dökek derdimizi ölçek bölüşek
Ne el bize ne biz ele karışak
Felek bize gül demez ki gülüşek
Cefa benim olsun çile kendine.. / sıkıntı – üzgü benim sıkıntı kendine
—
Çektiğim cefalar yar senden geldi / sıkıntılar – üzgüler
Bana bu sitemler kar senden geldi / haksızlıklar
Başımdaki duman kar senden geldi
Ben kara bağlayım ala kendine.. / boya kendine
—
Evvelden hastadır yaralı gönlüm
Sevdayı mahbuba ereli gönlüm / sevgiliye
Aşkın gömleğine gireli gönlüm
Hicranı Veysel’den n’ola kendine / ayrılığı
———————————–
AĞLAYALIM ATATÜRK’E
Ağlayalım Atatürk’e ,Bütün dünya kan ağladı .
Başbuğa olmuştu ülke , Geldi acem can ağladı.
Şüphesiz bu dünya fani , Tanrının aslanı hani ..
İnsi , cinsi cem-i mahluk , hepisi birden ağladı
—
doğu -batı , cenup – şimal , aman Tanrı , bu nasıl hal ? ( güney – kuzey )
Atatürk’e erdi zeval , amir , memur , altın kürsü ,( zeval / sona erim)
yas çekip mebusan ağladı …
İskenderi , zülgarneyin ,
çalışmadı buncaleyin
—
Her millet ATATÜRK deyin ,
Cemiyeti akvam ağladı …..
( 2 kere söyleniyor )
—
Atatürk’ün eserleri . söylenecek bundan geri .
Bütün dünyanın her yeri , ah çektiler , tan ağladı ……
Fabrikalar icat etti , Atalığın ispat etti .
—
Varlığın Türk’e terketti ,
Döndü çark , devran ağladı .
( 2 kerre söyleniyor )
———
Kaynak
———
https://www.haberler.com/asik-veysel-satiroglu/biyografisi/
https://www.milliyet.com.tr/gundem/asik-veysel-satiroglu-kimdir
https://www.biyografi.info/kisi/asik-veysel
https://www.antoloji.com/asik-veysel-satiroglu/
Yaşamını ve şiirlerini bir araya toplamaya çalıştım.
Veysel özel değerlerimizdendir .
Ruhu ŞAD olsun .
İdris Kulaçoğlu . 14.12.2021 çalışma odam.