ŞİNE USU / yeni su YAZITI

(Moyun Çor)

Uygur yazıtı

—————-

1909 yılında Fin’liler tarafından bulunmuştur.

———————

KUZEY TARAFI

———————

Ben Tenride bolmış il itmiş (ülke düzenlemiş ) bilge Hakan…Tölis…

( Kuzey 1 de ; Yazıtın kimin adına dikildiği kolayca anlaşılmaktadır.)

Kendisinin – … kendi oturmuş olduğu ülkesinin kuşattığı Selenge suyu imiş.

Orada ülkesi…..serbest yaşamış.

( Kuzey 2 de ; Uygurların Ötüken ve Tegres arasında yaşadıkları, sularının ise Selenge olduğu belirtilmiştir.)

Su… orada kalmış (olan) halk On Uygur, Dokuz Oğuzlar üzerine yüz yıl (hakim) olup….

….Orkun ırmağı.. elli sene (hakim) olmuş.

( Kuzey 3 de ; On Uygurların Dokuz Oğuzlara yüz yıl boyunca hükmettikleri kayıtlıdır.)

Türk ülkesine yirmi altı yaşımda lduk kut /Kutsal Tanrı …verdi; orada buyruğu….

( Kuzey 4 de ; Yazıtın problemli satırlarından olup bu satırda ” kıbçak ” adı geçtiği öne sürülmüş ve bu görüş, çokda taraftar toplamıştır. Boşluklar olmakla birlikte ” çak ” sözcüğünden hareket edilmiş, hatta p sesi ile, ” kıpçak ” biçiminde okuyanlar dahi olmuştur. Oysa bu satır ;

Tür [ük kaga] n çak eligyıl olormış “ Türk kağanı çağında elli yıl tahtta oturmuş” cümlesi ile başlıyor olmalıdır. )

Yine düştü, Dokuz Oğuz kavmimin hepsini topladım. Babam Kül Bilge Han …­

Ordu yürüdü. Kendimi öne binbaşı gönderdi.

( Kuzey 5 – 6 da ; Dokuz Oğuz boylarının bir araya getirildiği, babası Köl Bilge Kağan’ın,kendisini doğuya süvari birliğinin başı olarak gönderdiği anlatılmıştır. )

Keyrede önden doğudan … da koyunlu. İtaate alup yine yürüdüm. Keyre başında Üç Birküde han ordusu ile katıldım. Orada ….

( Kuzey 7 de ; Keyre ırmağı’nın kaynağında ve Üç Birkü adlı yerde Kağanın ordusuyla birleştiği kayıtlıdır.)

Yetiştim. Kara Kum(u) asmış, Kögürde, Kömür Dağı’nda, Yar ırmağında üç tuğlu Türk kavmi….

( Kuzey 8 de ; Satırın sonu eksik olduğu için Kara Kum’u aşarak Kögür, Kömür Dağı ve Yar ırmağı’nda Üç Tuglug Kök Türk halkıyla ilgili bir bilgi verilmekte ise de sonunda ne olduğu anlaşılamamaktadır. )

Ozmış Tegin Han olmuş.

Koyun yılında (üzerine) yürüdüm.

İkinci harbi ilk ayın altıncı gününde yaptım …..

( Kuzey 9 da ; Ozmış Kağan (Çin. wusumishi’nin Kağan olduğu, koyun yılında (743) üzerlerine ordu sevk ettikleri / gönderdiklerini , birinci ayın altıncı gününde Kök Türk ordusunu yendiklerini .) 

Tuttum, katununu orada aldım. Türk kavmi orada bütün (?) yok oldu.

( Kuzey 10 da ; Ozmış Kağan’ı ve hatununu ele geçirdikleri vedaha sonra Türk halkını tamamen itaat altına aldıkları kayıtlıdır. )

Andan sonra tavuk yılında ( 745 )…kavm …duyup ….

Üç Karluklar fena düşünüp kaçup gitti.

Geride ( batıda ) On oklara girdi.

Domuz yılında ( 747 ) yaptım…

Tay Bilge Tutuğu / Totok ‘u ..

Yabgu unvanını verdi. Ondan sonra babam Hakan öldü. Avam halkın (?) çok asker, at sürüsü

( Kuzey 11- 12 de ;  Uygur,Basmıl ve Karluk ittifakının / birlikteliğinin önemli temsilcisi Üç Karlukların On Oklara katıldığı ve domuz yılında (747) onların bozguna uğratıldıkları, bu sırada Köl Bilge Kağan’ın büyükoğlu (?) Tay Bilge Totok’un yabguluğa tayin edildiği / atandığını ve ardından Köl Bilge Kağan’ın öldüğü anlaşılmaktadır.)

( Tutuk / Totok : Yüksek idari ve askeri ünvan ) İ.Kulaçoğlu .

——————–

DOĞU TARAFI

——————–

Tuttum …bir …orada ormanlığa yetiştim.

Gece ışık batarken harp ettim. Orada mızrakladım. Gündüz (dağılmışlar?), gece derlenmişlerdi. Ormanlıkta Sekiz Oğuz, Dokuz Tatarlar kalmadı. İkinci gününde gün doğarken harp ettim. Esirim, cariyem (olan) halkı tenri emretti. Orada mızrakladım. Günahkar atlı(lar)ı Tenri tutuverdi. Bütün avam halkı yok eylemedim. Evini, barkını, at sürüsünü yağma etmedim. Ceza söyledim. Durmağa koydum. Kendi kavmim dedim. (Bana) uyarak gelin dedim. Koyup vardım. Gelmedi.

Tekrar takip ettim. Burguda yetiştim. Dördüncü ayın dokuzuncu günü harp ettim.Mızrakladım. At sürüsünü, mallarını, kızını, karısını (?) getirdim.

Beşinci ay uyarak geldi. Sekiz Oğuz, Dokuz Tatar kal­madı, geldi.

Selenga’nın batısını Yılun Kolun cenubunu / güneyini sınır yapıp Şıp basına kadar ordu koydum.

Kergü, Sakış. Şıp basından yürüye geldi…

Ucu Selenga’ya kadar ordu koydum.

Beşinci ay yirmi dokuzda harp ettim. Orada mızrakladım. Selenga’ya sıkıştırıp mızrakladım. (orayı) yayla eyledim. Çoğu Selenga’yı koyup vardı / kaçtı . Ben Selenga’yı geçerek arkalarında yürüdüm. Harpte tutup on er gönderdim.

Tay bilge Tutuk(un) / Totok’un fenalığı için, bir iki atlı (nın) fenalığı için avam halkım öldün, mahvoldun. Tekrar itaat et, ölmez, mahvol­mazsın dedim. Tekrar işini, gücünü ver dedim. İki ay bekledim; gelmedi :

Sekizinci ay birinci gün ordu sevk edeyim / göndereyim dedim. Tuğ taşıyan ileri karakol adamı geldi. Düşman geliyor dedi. Düşmanın başı yürüye geldi. Sekizinci ayın ikinci günü Çıgıltır gölünde Kasuye girerek harp ettim. Orada mızrakladım. Orada arkasından yürü­düm.

O ayın onbeşinde Keyre başında Üç Birkü’de Tatarlar ile kuvvetle çarpıştım. Bir kısım halk itaat etti. Bir kısım halk….. girdi.

Orada tekrar dinlendim. Ötüken yerinde kışladım. Düşmandan kurtularak kurtulalım.

İki oğluma Yabgu, Şad adını verdim.

( Doğu 7 de : Düşmandan kurtulduktan sonra iki oğluna yabgu ve şad unvanları verdiği ve onları Tarduş ve Tölis boylarına yönetici olarak atadığı, kaplan yılında (750) Çiklere doğru sefere çıktığı ve onları Yenisey Irmağı boyunda yendiğini . )

( Kağan , Yabgu ve Şad : En yüksek idari ve askeri ünvan ) İ.Kulaçoğlu.

Tardus, Tölis kavmi(nin üzerine) verdim. Bunu yapıp Bars yılında ( 750 ) Çiklere karsı yürüdüm. İkinci ay on dörtte Kemde çarpıştım.

O yıl…..başı orada mükemmel / eksiksiz karargah, saray orada yaptırdım. Sınırı orada çarptırttım. Yazı orada yayladım. Hududu orada tayin ettim. Nişanımı / alametimi / işaretimi , kitabemi orada yaptırttım. Böyle yaparak o yıl güzün ileri ( doğuya ) yürüdüm. Tatar­ları söylettim / emrettim ? )

( Doğu 8 de ; Çiklerin tabi / bağlı oldukları, ardından Tes Irmağı’nın kaynağında, Kasar’ın batısında yayladıkları,yine o yılın güz mevsiminde doğuya doğru ilerleyerek Tatarları korkuttukları, gözdağı verdikleri anlatılmaktadır.)

Tavsan yıl ( 751 ) Beşinci ayda…

Ötüken ormanının başı orada..

ldukbaş garbında / batısında Yabaş, Tukuş’un birleştiği yerde orada yayladım.Sarayı orada yaptırttım. Hudut (işaretini) orada çarptırttım. Bin yıllık, on bin günlük kitabemi, alametimi orada düz taşa yaptırttım.

( Doğu 9 da ; Tavşan yılında (751) Ötüken’de bulunan As Öngüz Başile Idok Baş’ın batısında, Yavaş ve Tokuş ırmaklarının birleştiği yerde yayladıkları,burada damgasını ve yazılarını yassı taşa aktardıkları kayıtlıdır.

Buna benzer cümleTariat B 2’de de kayıtlıdır. Burada verilen tarih 751, Tariat’ta ise 750-753 arasıdır. Bu tarihlerden hareket ederek yaylamak üzere geldikleri yılın, 751 olduğu düşünüldüğünde ve Tariat yazıtından anlaşıldığı kadarıyla 753’e kadar o bölgede kaldıkları da hesaba katılınca Tariat yazıtının 752 veya 753 yılında dikilmiş olduğu öne sürülebilir.)

Dokuz Oğuz ….beyleri geldi…

Yine yaramadın(?) düş­man imiş. Asil begleri, avam buluki (?) Anıda oturmuş Kırgızlara karsı adam göndermiş­, siz (harba) çıkın; Çikleri çıkarın demiş. Ben çıkayım demiş. Kör (itaat et), boy(olarak) kal, or­manda kavuşalım demiş. Ötüken… demiş.

Dokuzuncu günde ordu (ile) yürüdüm. Tutuk’un kumandasında Çiklere karşı Binayı (bin kişiyi? ) gönderdim. Müttefiki (olan) yere karşı az adam gönderdim. Kör tidim / boyun eğ dedim.

Kırgız hanı Kögmen tarafında ev barkında imiş. Beri karakolları müttefikinin yerine göndermiş. İleri karakollar benim adam(larımı) orada basmış; casus tutmuş, Han’ına

( Doğu 10 – 11 de ; Kırgızlarla yapılan mücadelelere yer verilmiştir. )

———————

GÜNEY TARAFI

———————

Müttefikine / aynı düşüncede – anlaşmış adam geldi. Karluklar ittifakına / anlaşmaya gelmediler dedi. Adam­larını ordu(?) Karluklara karşı ….kem…. Irtiş ırmağını Arkar başı civarında Er kamışın altından sal ile geçtim. On birinci ayın on sekizinde… karşılaştım. Bolçu ırmağında üç Karlukları orada çarptım. Orada tekrar dinlendim. Çik kavmini binam (?) süre geldi…

( Güney 1 de ; Kağanın, yönünü batıya, Altay Dağları’nın öte taraflarına çevirdiği anlaşılmaktadır. Bulçu (Urungu) Irmağı civarında Karlukların bozguna uğratıldığını. )

Tsiz başında sınırımda yayladım. Hudud(u) orada tayin ettim. Çik kavmine Tutuk verdim. İşbaralar, Tarkanlar tayin ettim . Orada… Adam geldi. Kazluk gölde dağda gördü. Düşman ……Söyleyerek geldi.

( Güney 2 de ; Karluklarla mücadele edildiği / uğraşıldığı , Çungarya’dan dönüldükten sonra, bir kez daha Çiklerle savaşıldığı görülmektedir. Çiklerin de tabi olmaları / bağlanmaları üzerine onlara askeri vali atandığını .) 

On beşte Taygan gölde derlendim. Bidgüçi (?) adamları orada gönderdim. Adamlar geldi. Kara Yotulkan’ı geçerek getirdi. Ben (onlara) doğru yürüdüm…. ..oldu.

( Güney 3 de ; Kağanın, Basmıl ve Türgeşlerle mücadeleye girdiği ifade edilmiştir.)

Karluklar(a) karşı adam göndermiş… demiş. İçte ben karıştırayım (= isyan edeyim) demiş. Dışardan….. demiş.

Basmıllar düşman olup evime (= vatanıma) doğru vardı. Anları itaat ettirmedim.

( Güney 4-5 de ; Türgeşlerin, Karlukların evini barkını yağmaladıkları ve onlarla mücadele edildiği)

( Güney 6 – 7 de ; Oradan döndükten sonra karargahını Ersegün’deki Yula Gölü’nde kurdurduğu, bir kez daha Karluklarla Yogra-Yarış’ta savaştığı, sonra oradan geri döndüğünü )

( Güney 8 – 9 – 10 – 11- 12- 13 de ; Çin’de Oğuzlarla ve Kök Türklerin bulunduğu bilgisi verilmiş ve onlarla mücadele edildiği anlatılmıştır. Bu mücadelelerden sonra Orhon ve Balıklıg ırmaklarının birleştiği yerde karargah kurulduğu, Karluk ve Basmıllarla yeniden savaşıldığı anlaşılmaktadır.  Güney yüzünün sonuna eklenen iki ek satırda, çok fazla aşınma olduğu için bu satırlarda hangi olayların gerçekleştiği açık bir biçimde anlaşılamamaktadır.

———————

Bilgi :

( Kağan / Ellig / elig : En yüksek askeri ve idari unvan

Şad : en yüksek komutanlara verilen unvan.

Yabgu : Yüksek askeri rütbe – makam.

Çor : Yüksek askeri rütbe – makam.

Tutuk / Totok : Yüksek askeri ve idari unvan.Boy başkanı – komutanı.

İnanç, yargan / yarḳan ve baga / bağa  : Orta ve alt düzey rütbelere verilen unvan .

Daruga / Taruḳa : Askeri vali, üst düzey bürokrat.

İşbara : savaşçı , yiğit.

Tarkan  : Yiğit , saygın işi .( çoğulu : Tarkat )

Senün / sanun : Çinli ve yabancı generallere verilen isim – rütbe .

Tegin : Şehzade komutan .

Çigşi : Askeri ve idari unvan.

Ayguçi : Askeri ve sivil danışman. ) İdris Kulaçoğlu.

——————

BATI TARAFI

——————

Batı 1 ve 2’de ; Türgeşlerin bir kez daha Karluklarla ittifak yaptığı ancak Kağan tarafından bozguna uğratıldığı anlatılmıştır.

Batı  3’te ;  Satırda oldukça fazla boşluk olduğu halde Çin imparatoru ile ilişkiler çerçevesinde bazı bilgiler bulunduğu tahmin edilebilir. Burada bir kız ve sekiz erkek çocuğun ele geçirildiği kaydı bulunmakta olup belki de burada An lushan  ile olan mücadeleler / uğraşlar  anlatılıyor olmalıdır.

Batı 4 ve 5’te ;  İki kızla gelip hizmet eden bir kişi anlatılıyor.

An lushan isyanının bastırılmasında gösterilen yararlılıklar karşılığında Çin imparatorunun gönderdiği prenseslerden söz ediliyor olmalıdır.

Soğdlularla Çinlilere Selenge kıyısında Baybalık adında bir kent yaptırıldığı kayıtlıdır.

Batı yüzünün geri kalan satırlarında kesik kesik anlatılanlardan bir şey çıkarmak olası değildir.

Ancak Batı 4’ten başlayarak Çin ile olan ilişkiler, An Lushan isyanının bastırılmasında Uygurların Çin’e yardımı ve karşılığında elde edilen imkanlardan / olanaklardan söz edilmiş olduğu öne sürülebilir.

Şine Usu yazıtı üzerinde yapılan ilk çalışma, yazıtı bulan G. J. Ramstedt’e aittir  (1913).

Yazıt üzerindeki ikinci çalışma H. N. Orkun (1936), üçüncü müstakil çalışma ise S. Ye. Malov’a aittir (1959).

————

Şine-Usu Yazıtında pek-çok yer adına rastlanılmakta (lrtiş Ögüz, Selenge, Orkun, Kem, Yar-Ögüz, Yarış Yazı, Kögmen, Kara-Kum vs) ve S.Gömeç, “Şine-Usu Yazıtında Geçen Bazı Yer Adları”, Bilge, 18, Ankara 1998 adlı makalesinde bu yer adları üzerinde durmuştur.

Yazıtın kuzey tarafında 12, doğu tarafında 12, güney cephesinde 15, batısında 10 satır mevcuttur. Ayrıca yazıtın batı tarafının kenarında da bir satır bulunmaktadır.

Yazıtın kuzey tarafı ilk dört satırı Kök Türklerden izler taşır.

Moyun-Çor’un babası Köl Bilge’nin Tokuz-Oğuzları kendi safına çektikten sonra başarılı olduğu anlaşılmaktadır. Onlar önce Kök Türkleri bertaraf etmişler, sonra Basmıl ve Karlukları yenerek, Türk devletinin başına geçmişlerdir. Uygurlar yazıttan da anlaşılacağı üzere, 748 yılındaki Atalar Mezarlığında yapılan törenden sonra, millet tarafından kendilerini idare etmeğe layık görüldüler. Kitabedeki bu “Ata Mezarlığı” motifi, Türk neslinin çoğalmasına sebep olan Türk Ataların gerçek veya sembolik mezarlarının olduğu fikrini çağrıştırıyor.

Bu da bize Ergenekon Destanı’nı hatırlatmaktadır. Bu yazıttan çıkan diğer bir netice de / sonuçda , hükümdarlık alametleri / işaretleri arasında Atalar Mezarlığına sahip olmak da vardır. Şine-Usu Kitabesinde son olay Selenge’de Sogdlu ve Çinli ustalara Bay-Balık adında bir şehir inşa ettirilmesi zikredilmektedir / anlatılmaktadır.

—-

Yazıttan ilk G.J.Ramstedt, “Zwei Uigurische Runeninschriften in der Nord-Mongolei”, Journal de la Societe Finno-Ougrienne, Vol. 30, Helsinki 1913/1918, isimli makalesinde bahseder/ anlatır. Başlangıçtan itibaren Moyun-Çor Kağan döneminin de olaylarının anlatıldığı bir tarihi vesikadır.

Uygur Devleti’nin kurulduğu ilk 15 yıl içinde diktirilen Köktürk harfli yazıtlardan “Taryat” ve “Sine Usu”da , 2. Türk Kağanlığı’nın yıkılıp Uygur Devleti’nin kuruluşu anlatılmaktadır. 

Tarihsel kayıt, hatta kronik (vakayiname) tarzındaki bu iki yazıtın dışında, bu döneme ait Köktürk harfli diğer belgeler  Süci, Tes, Hoyto Tamir, Somon-Sevrey, Somon-Tes, Ar Hanin, Gürbelcin, Mutrın Temdeg ve Karabalgasun’dur.

Sine Usu Yazıtı, Ötüken Uygur Kağanlığı yazıtları içinde en hacimli olandır. Tenride Bolmıs El Etmis Bilge Kagan (Moyun Çor) adına dikilmistir.

Sine Usu Yazıtı’nda, 740’lardan Moyun Çor’un öldüğü 759 yılına kadar gerçekleşen olaylar anlatılır. Bu olaylar, Uygurların Köktürklerle, Karluklarla, Sekiz Oğuzlarla, Tokuz Tatarlarla, Çiklerle, Kırgızlarla, Basmıllarla yaptıkları savaşları kapsar.

Bozkır Uygurlarından kalan Şine Usu yazıtı satır sayısı bakımından diğer Uygur yazıtlarından daha hacimlidir. Uygur kağanı M’o-yen-ch’o tarafından 759-760 yılında dikilen yazıt, bugün kuzey-batı Moğolistan’da Mogoyn Şine Us bölgesinde bulunmaktadır. Bu yazıt da diğer eski Türk yazıtları gibi birçok yer adı barındırmaktadır. Yazıtta geçen yer adlarından bazılarının hayvan adlarıyla kurulduğu tespit edilmiştir/ saptanmıştır.

———————-

1 İNCİ ANLATIM

———————-

Suci yazıtı 759 – 760 yıllarında dikilmiş Uygur yazıtıdır.

Şine Usu gölü yakınlarında bulunmuştur.

Uygur kaganı Moyun Çor (Bayan Çor) için dikilmiştir.

—-

Bu yazıtta Taryat Yazıtları / Terhin Yazıtlarından da  anlatı var.

Taryat/Terhin yazıtları Terhin Irmağı’nıŋ yakınlarında bulunan Orhun alfabesi ile yazılan Uygur yazıtlarıdır.

Bu yazıt Uygur Kağanı Bayan Çor Kağan tarafından 753-760 arasında taşa işletilmiştir. Yazıtı taşa işleyen kişi ise Böke Tutam’dır.

 ————–                               

Sergey  Yefimoviç  Malov, Moğolistan ve Kırgızistan’da Eski Türk Yazıtları, Moskova-Leningrad, 1959.

———————-

2 İNCİ ANLATIM

———————-

Tarihte Göktürkler (asıl söylenişiyle Kök Türük / Öküktürük ) yükseliş dönemi 551-572, zayıflama dönemi 572-680, tekrar yükseliş dönemi 680-734, yıkılış dönemi 734-745  olarak bildiğimiz Atalarımız yazıtlarda kendilerine hep Türk  demişlerdir.

840 yılından önce yazılmış ya da dikilmiş ve bugüne kadar keşfedilmiş yüze yakın anıtın içinde sadece bir kez Kök Türük kelimesine rastladım. O da Köl Tigin yazıtı doğu yüzü, 3üncü satırdadır.

Bilge Kağan, 47 yaşında (27. 2 .731’de) kaybettiği kardeşi Köl Tigin (ağabeyi Bilge Kagan’dan bir yaş küçüktür) anısına diktirdiği yazıtıŋ doğu yüzüne, Ataları Bumin Kağan ve İstemi Kağan’ıŋ devleti nasıl kurup Türkleri düzene soktuğunu anlatmayla başlar.

Dört bir yanla savaşarak doğuda Kadırkan ormanından, batıda Temir Kapı’ya kadar sahipsiz ve teşkilatsız / kurallı oluşumsuz olan Kök Türükleri  düzenlediğini anlatırken ;

“Ekin ara idi oksız Kök Türük ança olurur ermiş”

(İkisinin  arasında sahipsiz ve teşkilatsız / oluşumsuz Kök Türük’ler öylece otururlarmış.)

cümlesini kullanmıştır.

Burada kendi milleti için Kök Türük kullandıktan sonra aynı milleti için Türk kelimesi kullanmaya devam etmiştir.

Bunun  haricinde / dışında okuduğum anıtların hiçbirinde Kök Türük kelimesine rastlamadım.
Bilge Kağan, Köl Tigin anıtının  içeriğini Köl Tigin’iŋ vefatından / ölümünden  sonra yazmış ve Köl Tigin’in yeğeni Yollıg Tigin’e taşa kazdırarak Köl Tigin anıtını 1.8.732’de diktirmiştir.

Sonra Bilge Kağan kendi anıtının  içeriğini yazmış  kendisinin  51 yaşındayken (25.11. 734’te) zehirlenmesinden sonra Yollıg Tigin, yazısını yine taşa kazımış, Bilge Kağan anıtı haline getirmiş ve 22 .6.735’de dikmiştir.

Tonyukuk anıtı ise bu anıtlardan önce 725 yılında dikilmiştir.

Bilge Kağan’ıŋ kayınpederi olan Tonyukuk 60 yaşlarında (Bilge Kağan’ın saltanatının  başlangıcına denk gelir) kendi anıtının dikileceği Yukarı Tola vadisinde inzivaya çekilerek / toplum yaşamının dışında tek başına kalarak hatıralarını yazmıştır.

725 yılında vefatından önce bu hatıralar daha sonra taşa kazınarak abideye dönüştürülmüştür.
Uygurlar 745’de Göktürkleri yıktıktan sonra 840’lara kadar Göktürk abecesini kullanmağa devam etmişlerdir.

Uygurlar daha sonra Soğdlarıŋ abecesini kullanmağa başlamışlardır. Bu abece de bugünkü geleneksel Monğol yazısınıŋ ilk halini / konumunu teşkil etmektedir / oluşturmaktadır.

Tuğrul Çavdar

————————-

3.ÜNCÜ ANLATIM

————————-

Şine Usu / Yeni  su  Yazıtı (747)

“Ben Tengri’den / Kutsaldan  yoğrulmuş, ülkeyi düzenlemiş, il etmiş Bilge Kağan. Bu ülke Selanga suyuyla çevrilmiştir.

Ben yirmi altı yaşında iken Basmil Iduk-kut / kutsal , bu toprakları bana ikda verdi

(İkdar : Güç – kuvvet kazandırma )

Başkalarına vermemek için bütün boyumu buraya çağırdım.

Bir binbaşı emrindeki Han ordusunu burada topladım.

Rahmetli Ozmuş Kağanın oğlu Ozmuş Tekini de burada görüyorum.

Üç Tuğlu Türkler burada. 745 yılında Karluklar bize saldırdılar, ancak onları fena tepeledim.

Dönek Bilge Tutuğa yabguluk vermiş.

747 yılında babam Kağan öldü.

Ben Kağanlığı devraldım.

Babamdan bize kalabalık bir ordu ve yılkı kaldı.

( yılkı : Tek tırnaklı hayvan sürüsü .)

Otuz Tatar ve Sekiz Oğuzlar (Oğuzların hemen hepsi) gece baskın yapıyorlarmış, gündüzleri dağılıyorlarmış.

Bu sefer gün batarken onları yakaladım ve mızrakladım.

Bunun yanında bana saldıranların ne evlerini yaktım ne de at sürülerini aldım, sadece ceza verdim ve Otuz Tatarlarla, Sekiz Oğuzları buradan kovdum.

Bir daha gelmesinler diye Selenga’nın batısında çit çektirmeme rağmen gene üstüme geldiler.

Başlarında Tay Bilge Tutuk vardı.

Tatarların bir kısmı boyun eğdi.

Çok yorulmuştum, kışı  Ötüken’de kışladım.

İki oğluma yabgu, şad unvanı dağıttım (750) yılında Çikler karşıma çıktı.

Otlukta karargah ve köşk yaptırdım, sınırımı belirledim.

Yazıtımı yazdırdım.

Dokuz Oğuzlar beni ziyarete geldi, Çik boyuna Tutuk rütbesi verdim, İşbaralık verdim, Tarkanlık verdim.

—-

Üç Karluk karşıma çıktı. “ Basmiller ve Türgişler ile anlaşmış Karlukları ikna etmek için çağırdım gelmedi ” dediler.

Ordu Kartuklara itiraz ediyormuş / karşı çıkıyorlarmış. Baktım olacak gibi değil, Balçu ırmağında Üç Karlukları fena çarptım.

Ama bu sefer Basmiller evime kadar yaklaşmış, Turgiş de Karlukların davarlarını alıp evlerini yağmalamış, Çin’deki bütün Oğuzlar ve Türkler Çin’i terk etmişler.

Tang-shu, Kırgızları şöyle betimler / canlandırır :

Kırgızlar uzun boyludur, kızıl saçlıdır, sarışındır ve mavi gözlüdür.

Kotlar ve Samoayetlerden inmiş olabilirler.

Başkanlarına aj derler ve soylarının bir erkekle bir ineğin çiftleşmesinden geldiğine inanırlar.

 Toprakları Türk kağanınkinin iki katıdır ve Kayalı Türklerinin sınırlarına dayanır. Azlara / Aslara yakın otururlar ve Çiklerle beraber yaşarlar.

Uygurlar Orta Asya’nın efendisi olduktan sonra (740) ticaretin yoğunlaşması ve yolların yapılmaya başlanması sonucunda Başat boyların küçük boyları denetlemesi doğal olduğundan, Kırgızlar da böyle bir kıskacın içine girmiştir. Kırgızların Uygur sultasına girmesi için 50.000 Kırgız öldürülmüş olduğu söylenir. Kırgızlar Çin’le iş yaparlardı, ama bu kısıtlı bir işbirliği idi.

Bu seferde de öyle oldu.

Kırgız boyları Hazar devletinden ödünç aldıkları Kağanlardan öyle bıkmışlardı ki, bu kez çağrılan Kağan Hu Kağanının yerine Yağlakar boyundan bir Kağan seçtiler. Bu yakışıksız davranış Hu Kağanı rencide etmiş / incinmiş – kırılmış  ve Kağan üzüntüsünden intihar etmiştir.

Bunu düzenleyen iki bakan gene de Hazarya’dan gelecek yeni Kağanı da istemez oldular ve bu amaçla onu da öldürme planları yaptılar öyle ki Yağlakar adayını da ölecekler listesine aldılar.

Bütün bu kokuşmuşluğa dayanamayan Urungu Songun adlı çavuş yüz bin atlı ordusuyla Kağanlık merkezini kuşattı ve ateşe verdi.

Bu eylem halka da yansıdı. Böylece hem Kırgız hem de Uygur boyları kanlı bir savaşın içine girdiler. Savaş her iki tarafın da kaybıyla bitti.

Uygurlar on beş boyunu yitirdi (780).

Kimi Moğolistan’a, kimi Turfan’a, kimi de Koça’ya kaçtı. Birkaç boy da Karluklara sığındı.

Dediğim gibi Urungu Sengun Kutluk Bağa 100.000 atlısıyla Uygur şehirlerine saldırarak Kürebir Kağanı öldürdü.

Bakan Savcı ile Menglig Tekin (Pantekin) on beş boyla Karluklar tarafına kaçtılar. Ötekiler An-şihye ve Tibet’e yerleştiler.

Mengli Tekin kendisini Kağan ilan etti.

İslam kaynakları Mengli Tekin’in Bilge Anacur olduğunu söyler.

Bu kargaşanın sonunda Karluklar bir gece baskınıyla on iki ünlü Uygur savaşçısını katlettiler.

Bu da yetmezmiş gibi bütün Cung hanedanını (A-shih-na / Aşina ) kılıçtan geçirdiler.

İlk öldürülen Kutoğlan Yabgu, işleri yeniden kotaran, Yılmasın Kağan’dır. Nihayet / sonunda  Karluklar Kağanı ve böylece “ Kağanlı Budun ” rütbesini kazandılar.

Yani devlet sahibi oldular.

————–

Kaynakça

————–

Prof.dr Erhan Aydın  ‘’ Şine Usu yazıtı  ‘’ çalışması .

Aydın, Erhan (2007) Şine Usu Yazıtı, Karam Yayıncılık,

Osman Mert ‘’ Tes , Taryat , Şine Usu yazıtları ‘’ çalışması.

Bu 2 kitabı  öneriyorum .

Kitap: Sekiz Türk Boyu Üzerine Bazı Gözlemler

Yazar: Sencer Divitçioğlu

Cengiz Alyılmaz . http://www.turkdilleri.org

Ahmet Bican Ercilasun ” Türk dünyası üzerine incelemeler”

Volker RYBATZKI  ‘’ Tes , Taryat , Şine Usu yazıtları dil ve tarihi bağlar ‘’

Reklam