Tarihimizde Türk isimli ilk devletimiz TÜRÜK BİL FEDERASYONU/ Türk Egemenliği Birliğidir .
ON-OK ‘lar / Batı Hun demiştir .
( m.ö 879 – m.s 575 dir )
Balkanlar ve Çin arasında egemen olmuşlar .
Belgeleri :
————
Yoluğ Tigin’lerin / Olayları yazanların Hoytı Tamır günlükleri .
Bilge Atun Uquq ( Türük bil komutanı m.ö 572 – m.ö 535 )
Önre Binabaşı ( Türük bil komutanı m.ö 530 – m.ö 493 )
Alp Erin ( m.ö 332 )
Bağlı devletler :
———————
1 – Altun yiş ( Altaylar )
2 – Ökügimin Yiş ( Urallar )
3 – Tatar – Ok / Birile ( Tataristan , Harzem )
4 – Ok Udurkan ( Kore , Mançurya )
———————————————-
Burada anlatacağımız Köktürkler / Göktürkler, Türk’ lerin atlı uygarlık ya da bozkır uygarlığından yerleşik uygarlığa geçiş döneminde, Türk boylarının başına geçerek hüküm sürdüler. (552-745).
—-
Asya On – Ok / Büyük Hun İmparatorluğundan sonra, Türk kültürü olarak ikinci Türk imparatorluğu niteliğinde olan Köktürk / Gök-Türk hakanlığı,
” TÜRK” sözünü resmi devlet adı olarak benimsemekle, bütün bir millete ad vermek şerefini / onurunu – gururunu kazanmış, Doğu Sibiryadaki Yakut Türkleri ile batıda Ogur / Bulgar Türk’lerinin bir kısmı dışındaki Türk asıllı bütün kütleleri kendi idaresinde birleştirmiştir.
—-
Köktürkler / Gök-Türk’ler idari, siyasi, toplumsal ve ekonomik geleneklerini yaşatmışlardır.
Türk’lerin tarihinde Köktürk / Gök-Türk oluşumunun , edebiyatının, töre ve yaşam anlayışının izleri görülmüştür.
Köktürk / Gök-Türk’lerden sonraki çağlarda, R Türkçesi / Ogur lehçesi dışında , bütün Türk lehçe ve ağızları Gök-Türk Türkçe’sinin damgasını taşır.
—-
( R Türkçesi : Doğu Türkçesi . ‘’ R ‘’ ile biten sözcükler ( Öküz / Ökür – Kız / Kır gibi )
Z Türkçesi : Batı Türkçesi . ( Ökür / Öküz – Kır / Kız gibi ses farklılığı . ) İ.Kulaçoğlu. )
—-
Doğudan batıya: Orta Asya, Türkistan, Maveraünnehir, Kuzey Hindistan, İran, Anadolu, Irak, Suriye ve Balkan Türkleri, Gök-Türk’ler yolu ile Türktür.
—-
Bizim bugün diğer Türk devlet ve topluluklarından ayırdetmek üzere Gök-Türk / Kök-Türk dediğimiz bu topluluk ve devletin adı ” TÜRK ” veya ” TÜRÜK ” idi.
Ancak, kitabelerde , kendini Köktürk / Gök-Türk olarak tanıtmıştır ki,
” GÖKE AİT TANRISAL / İLAHİ TÜRK ” manasına gelen bu deyiştir .
( Mu-kan Kağan zamanı )
—-
Gök-Türk hakanlığı çağında, daha doğrusu 6 / 9 . yy larda Orta Asya’da tarihi rol oynayan toplulukların, çeşitli adlar altında gruplaşan TÖLES’ler olduğu anlaşılmaktadır.
—-
Türkçe Töles kelimesi, ” asıl, kök, temel ” manalarına gelmektedir.
—-
Tölesler / Tölös, Tolis, Çincede Tie – lo, Tieh – le .
Çin kaynaklarında eski Hun boylarından olarak anılan ve bütün Orta Asya’ya yayılmış kalabalık Türk kütleleri bütünüdür.
Sui-shuda / Çin Sui hanedanının 581-618 yıllığı , 50 kadar boyu / aynı soydan gelenler olarak sayılmakta ve şöyle sıralanmaktadır:
———————————————-
Bir’i Baykal gölünün kuzeyinde,
Beş’i Tola ırmağı kuzeyinde,
Beş’i Tanrı dağları kuzey eteğinde,
Dokuz’u Altayların güneybatısında,
Dörd’ü Kang / Semerkant yöresi krallığının kuzeyinde,
On’u Seyhun boyunda,
Dörd’ü Hazarın doğusu ve batısında, altısı Fu-linin / Bizans doğusunda .
—-
Töles boylarının, taşıdıkları adlar bu gün tamamen çözülememiş olmakla beraber, On- Ok / Hun’lardan geldikleri ve genellikle dil ve örflerinin Gök-Türk’lerinkinin aynı olduğu belirtilmiştir.
—-
Bazı Çin kayıtlarına göre, Tabgaçlar devrinde (386-534), yüksek tekerlekli araba kullandıklarından dolayı Kao-kü / Chao-che / yüksek tekerlek diye adlandırılan bir kısım Töles kabileleri, diğer Türk’ler gibi kendilerini Kurt Atadan türemiş kabul ederlerdi.
—-
Ayrıca, Tang-shuda / Çin Tang sülalesi 618-906 yıllığıda 15 Töles kabilesinin adlarını verilmiştir.
Gök-Türk hakanlığı zamanında Orta ve Doğu Asya’da gruplaşan Tölesler ile diğer ilgili bölgelerdeki topluluklar şunlardır:
———————
1. TARDUŞ ‘lar ;
———————
Çincede Sie Yen-to, Hsieh Yen-to. Hsie/ Sir/ Yen-to = Tarduş.
Töles boylarından bir grup Tarduş / Tar-du Hakanın unvanı ile anılanlardır.
Batı Gök-Türkleri / On-oklar , Altay’ların batısında oturmakta olup Töles’lerin en zengin ve kuvvetlileri olarak gösterilirler.
——————-
2 UYGUR’lar ;
——————-
Töles’lerden büyük bir toplum. Tola ırmağının kuzey sahasında yer almışlardır.
———————-
3. ON – OK ‘lar ;
———————-
Tarduş diye de adlandırılan Töles grubu , Altaylardan Seyhun (Sirüderya) yakınlarına kadar uzanan geniş bölgede görünüyorlar.
Çu ırmağı – Isıkgöle göre,
Beş’i doğuda To-lu / sol kanat,
Beş’i batıda Nu-çi-pi / sağ kanat .
Adı ile 10 kabileden kurulu olup, ” Batı Gök-Türk’leri ” diye de anılmışlardır.
Türgişler, To-lulardan idiler.
Bunlardan bir kısmı Çu-yüe / Çiğil ve Çu-mi / Çumul adları ile anılan Türk boyları ile birlikte 630 u takip eden yıllarda, Gök-Türk hakanlığının duraklama devresinde, Beş-balık civarındaki kurak bozkırlara çekilmişler ve Şa-to / Çince çöl veya Türkçe sadak veya Çiğiller adını almışlardır.
——————–
4. KARLUK ‘lar ;
——————–
Altayların batısında idiler.
——————
5. OĞUZ’ lar ;
——————
630 dan sonra bu adla ortaya çıkan Töles boyları.
Selenga ırmağı – Ötüken bölgesinde oturuyorlardı.
———————–
6. Doğu Avrupada
Türk toplulukları:
———————–
Avarlar, Hazarlar, Ogurlar, Peçenekler ve Kıpçak-Kumanlar .
——————-
7. KIRGIZ ‘lar ;
——————-
Baykalın batısında, Yenisey nehrinin kaynakları bölgesinde idiler.
———————-
8. BASMİL’LER ;
———————-
Çincede Pa-si-mi .
İdi – Kutun’un / hükümdarın Türk olduğu belirtilen bu boyun , İç Asya’da Beş-balık yöresinde görünmektedirler.
——————–
9. Kİ – TAN ‘lar ;
——————–
Dokuz-Tatar, Otuz-Tatar gibi Bin Kol / Moğol soyundan boylar , doğu bölgesinde Kerulen ve Onon nehirleri yöresinde bulunuyorlardı.
—-
Bütün bu topluluklar, zaman zaman yer değiştirmekte, arada bir çözülen boylardan yeni birlikler meydana gelmekte, özetle oynak kütleler oluşmakta idiler.
TARDUŞ , UYGUR , ON – OK , DOKUZ OĞUZ , OGUR , HAZAR gibi isimler , Türk soyundan gelen kütlelerin türlü oluşumlar dolayısıyla aldıkları adlardır. Hepsi Türk’tür.
‘’ TÜRK ‘’ de, bilinen manası ile önceleri belirli bir topluluğun AŞİNA ailesi etrafında toplananların adı iken sonraları yaygınlaşmıştır.
—-
Köktürk / Gök-Türkler, Başbuğ ailesi olan AŞİNA soyunun bir dişi kurttan türediğine dair o çağda pek yaygın olduğu anlaşılan söylentiler , Köktürk / Gök-Türk’ lerin erken tarihini efsanelerle karıştırmaktadır.
—-
KURT’an TÜREME geleneğinin, Asya Hun’ları / On – Ok ‘ları arasında da var olması ve Kurt Atanın Türk’leri dar, geçilmez yollardan aydınlığa ulaştırdığı / Bozkurt Destanının anlatısının On – Ok / Hun’larda da görülmesi, Köktürk / Gök-Türk’lerin On – Ok / Hun’lara bağını ortaya koymaktadır.
—-
AŞİNA ailesinin, yalnız bir erkek çocuk hayatta kalmak üzere, katliama / kıyıma uğramış olduğu anlatısı , Tsü-kü / aslında Asya Hun devletinde bir unvan olan , adlı On – Ok / Hun ailesine ait MENG – SÜN / MENGÜ tarafından kurulan Kuzey Liang Hun Devletinin, 439 da Tabgaçlar tarafından yıkılması olayına bağlamak olasıdır .
Sui-shuya / Çin yıllığı, 581-618 e göre, bu On – Ok / Hun devletinde idareyi elinde tutan Tsü-kü / Chü-chü’ler yok edildiği zaman, A-shih-na / AŞİNA kolu , 500 ailelik bir bütün halinde, Kan-su bölgesinden göçerek, Juan-juanlara sığınmışlardı.
—-
Gök-Türk’ lerin çekirdeğini oluşturduğu belirtilen ve Meng-sü’nün oğlu An-çu ve sonra torunu Şu’nun öldürülmesi üzerine önce Hsi-haida iken sonra Altaylara nüfuz eden bu bütün , Chü-chüler / Tsü-kü yolu ile de Asya Hun’larına / On Ok ‘larına bağlanmaktadır ve hatta, bu kısa göç hareketini idare eden AŞİNA soyunun, Güney Hun tanhu’ ları yolu ile Mo-Tun’ un ait olduğu ünlü Tu-ko / Tu-ku ailesinden gelmesi kuvvetlidir . Kurt Ata inancı dolayısıyla Köktürk / Gök-Türk Hakanlık belgesi, altından kurt başlı sancak / tuğ olmuştur.
——————–
GÖKTÜRK ‘lerin
Tarihi
——————–
Köktürk / Göktürk Kağanlığı 552 – 745 yılına kadar varlığını sürdürdü. Çinin Sien-pi kökenli Kuzey Zhou, Kuzey Qi, Sui ve Tang hanedanları ile uzun süre savaşmıştı.
—-
Kardeş kavgaları, iç savaşlar ve Çinliler ile olan uzun savaşlar devletin yıkılmasına neden oldu.
Yine de Türk toplumu tarafından kurulmuş olan bu Kağanlık Asya tarihinde kalıcı izler bıraktı.
——————
Göktürk Tarihi
——————
1 inci Göktürk Kağanlığı (552–581)
Göktürk Kağanlığının Bölünmesi (581–603)
Doğu Göktürk Kağanlığının Çöküşü (603–630)
Batı Göktürk Kağanlığının Çöküşü (603–659)
—-
2 inci Göktürk Kağanlığı (681–745)
——————————–
1 inci Göktürk Kağanlığı
(Doğu-Batı Kağanlıkları)
——————————–
Göktürk Kağınlığı, 6.yy lın ortasında,
Doğusunda Çin devleti.
Batısında Sasani–İran devletinin sınırladığı
İç Asya bozkırlarında ;
Doğuda Avarlar,
Batıda Eftal / Ak Hunlar ile yapılan mücadeleler / uğraşlar sonucunda ortaya çıktı.
—-
İlk Kağanları ;
Doğu kanadını yöneten BUMİN KAĞAN / İLİĞ KAĞAN ,
Batı kanadını yöneten kardeşi İSTEMİ KAĞAN’dır.
—-
İli / ülkeyi derleyen ve bu nedenle İliğ Kağan diye de adlandırılan Bumin Kağanın ölümünden sonra yerine oğlu KO – LO / Kara Kağan geçtiyse de iktidarı / yönetimi kısa sürdü.
—-
Bir yıl sonra MUKAN KAĞAN devletin başına geçti.
Mukan , Mongol / Bin Kol / Moğol soylu Kitanları yenerek Doğu Köktürk / Göktürk Devletinin sınırlarını Büyük Okyanusa kadar genişletti.
—-
Mukan’ dan sonra tahta TA – PO / TASPAR Kağan geçti.
Ta-po, Budizmi kabul eden ve Çini baskı altında tutan yönleriyle sivrildi.
Doğuda Ta-ponun ölümü üzerine tahta çıkan TO – LO – PİEN ya da sonraki adıyla APA TARKAN toyda / kurultayda yapılan kengeşte / müzakere onaylanmadı. Yerine Ta-ponun yeğeni Şa-po-lio / İŞBARA KAĞAN ilan edildi.
Çin politikalarının da etkisi ile batı kağanı Tardu, To-lo-pieni destekledi.
İşbara Apanın annesini öldürtmesi doğu ile batı arasındaki ilişkileri bir daha düzelmemek üzere bozdu . iki budun / topluluk artık birbirlerine düşman hale geldi.
——————-
Doğuda bunlar olup biterken batıdaki sınırlarını Kırım’a kadar genişleten İstemi Kağan öldü.
Yerine oğlu TARDU KAĞAN geçti. Tardu, 603 yılına kadar hükümdarlığını sürdürdü.
—–
Tardu’nun ölümünden sonra Batı Köktürk / Göktürk’leri, güçlerinin zayıfladığının bir göstergesi olan, yabguluk ve şadlık adları altında AŞİNA ailesinden kişilerce yönetildikten sonra 630 yılında Çin egemenliğine girdi. Bundan sonra On Oklar adını alarak Türgiş boyunun önderliğindeki boylar federasyonu / birliği şeklinde yüzyılın sonuna kadar Çin hakimiyetinde / egemenliğinde kaldılar.
—–
Doğu Köktürk / Göktürk Kağanlığı ise, Şi-pi Kağanın 618 de ölümüne kadar benliklerini korudular. Ondan sonra görülen Hie-li / İliğ Kağan Çinin başkentini kuşattı ise de tutsak alındı , esarette ölmesiyle 1. Göktürk Kağanlığı tamamen yıkılmış oldu (630).
—–
Aynı tarihte Çin İmparatoru Tai-tsung kendisini Türk’lerin Köktürk /Gök Kağanı ilan ediyordu.
Hakanlığa bağlı Türk ve yabancı boylar etrafa dağılmaya başladılar, bunlardan bir kısmı ise Çine sığındı. 50 yıl süren esaret / esirlik hayatında Türk budununu toparlama çalışmaları ve Çine karşı başkaldırma hareketleri / isyanlar gözlenir. Bunların en ünlüsü 639 da Köktürk / Gök-Türk prensi “KÜRŞAD ‘’ ın darbe denemesidir.
”1. Göktürk Kağanlığının doğu kanadı yönetimi:
” Bumin, Kolo, Mukan, Tapo, İşbara (581- 582 bölünme – 587)
—-
”1. Göktürk Kağanlığının batı kanadı yönetimi:
” uzun ömürlü İstemi Yabgu, Tardu (Tardu zamanında bölünme)
——————————-
2 inci Göktürk Kağanlığı
( Kutluk Kağan dönemi )
——————————-
681 yılında Aşena / Aşina ailesinden Kutluk Kağan, Çinin kuzeyine yerleşmiş Türk boylarını yeniden toparlamayı başardı. Çin, Kitan ve Dokuz Oğuzlar / Uygurlar ile yapılan savaşlar sonucunda Ötüken ormanında Köktürk / Göktürk Kağanlığı yeniden güçlendi. Kutluk, ili / devleti / ulusu yeniden derlediği için İLTERİŞ / İl’i / ülkeyi derleyen adını aldı.
—-
692 de ölen İlterişin yerine kardeşi KAPGAN KAĞAN / KAPAĞAN KAĞAN / Günümüz Türkçe karşılığı kapan /alan / Fatih , Kağan oldu.
—-
Devlet kurulduğundan beri KAĞANLIK DANIŞMANI olan TONYUKUK ’ un da bulunduğu Kitana Tatabi’lere, Basmıl’lara, Çik’lere, Az / As ‘ lara, Bayırkul’ara, Türgiş’lere /On Oklara / Batı Göktürk budunu, Kitabelerde sürekli Türgiş Kağanı Türküm, budunum idi ifadeleri bununla ilgilidir, Kırgız ve Dokuz Oğuz’lara yapılan seferlerle 2 inci Göktürk Kağanlığının sınırları Okyanustan Maveraünnehirdeki Temir Kapığ / Demirkapıya kadar ulaştı. İpek Yolunun büyük bir kısmı denetim altına alınmış oldu.
—-
KAPGAN’ ın , Bayırkul’ ların kurduğu bir pusuda öldürülmesi üzerine Göktürk Kağanlığının başına oğlu İNEL / ÜNAL geçti. Ancak Kutluk’ un oğlu BİLGE , İnel’ in Kağanlığını kabul etmedi.
Boy begleri / beyleri BİLGE ‘yi Kağan ilan etti.
İNEL , kabul etmese bile öldürüldü.
BİLGE KAĞAN , başa geçince kardeşi KÜL TİGİN’ e ordunun komutanlığını verirken, Tonyukuka vezirlik görevini verdi.
—-
Onun dönemi de amcası dönemindeki gibi devletin egemenliğindeki boyların başkaldırılarıyla geçti. Çin’in desteklediği Uygur–Karluk–Basmıl bağlaşmasının Ötükene yönelik sürekli saldırıları, İpek Yolunun kilit noktası olan Çungaryanın Çin’in denetimine geçmesi ve batıda On – Ok budununu hakimiyetine / egemenliğine alan Türgiş’lerin gün geçtikçe güçlenmesi neticesinde 2 inci Köktürk / Göktürk Kağanlığı çöküşe sürüklendi.
Bilge Kağanın, danışmanı Tonyukuk’ u ve küçük kardeşi Kül Tigini kaybetmesinden sonra zehirlenerek öldürülmesi üzerine yerine geçen TENGRİ KAĞAN çocuk yaştaydı.
Onun Kağanlığına karşı gelen OZMIŞ ‘da ülkeyi toparlayacak güçte değildi. Sonunda Uygur’lar 745 de Ötükene girerek Köktürk / Göktürk Kağanlığına son verdiler.
———————
İDARE ve ORDU
———————
* Devleti Kağan ünvanlı hükümdar yönetirdi.
* Kağanda ‘’ Bilge ” lik, ” Alp ” lik ve ” Erdem ” lilik özellikleri aranırdı.
* İl denilen ülkeyi bilgili, kahraman, özü sözü doğru, erdemli devlet başkanı yönetirdi.
* Kağan’ın vazifeleri arasında savaş gücüyle devleti kurma ve düzene koyma, yeni alınan yerlere yerleşme , ” TÖRE ” yani kanunları düzenlemek, halkı doyurup giydirmek vardı.
* Ülke , geniş bölge oluşumu gereğince Doğu ve Batı olmak üzere ikili devlet sistemine göre idare edilirdi.
* Kağanın eşine KATUN denirdi.
* Kağandan sonra gelen en yüksek rütbe / makam YABGU’luktu .
* Göktürkler, devlet idaresinin en soylu, deneyimli Türk boylarının elinde kalmasına dikkat etmişlerdir.
* Önceleri sayısı bir olan Yabgu’ya, devlet genişledikçe ihtiyaç / gereksinim çoğalmış , Batı Türkistan gibi bölgelere de yenileri atanmıştır.
* Şehzadelere TİGİN veya TEGİN , Şad;
eşlerine de KONÇUY adı verilirdi.
Tiginler, genel valilik, başkomutanlık gibi önemli memuriyetleri / görevleri yaparlardı.
* Boy hükümdarına ‘’ KAN / HAN ” denmektedir.
* Tarkan, Çur, Apa, Tudun, büyük memuriyetlerdendir.
—————-
* Göktürk ordusu, yükselme döneminde Asya’nın en güçlü askeri kuvvetiydi.
* Ordunun üçte ikisi süvari / atlı , biri de piyadeydi / yaya .
* Akınlarda ve savaşlarda süratli / çabuk hareket etmek esastı.
* Gece ve gündüz sıkı yürüyüşle yol alan ve atlarına nöbetle binen Türk süvarisi, hiç ümit edilmedik anda, hiçbir haber alma şansı bırakmadan düşman ordusuna saldırırdı.
* Savaşta düşman asker miktarı yüzbinleri bulursa, Türk ordusu kırdırılmazdı.
Bozkır taktiği ile ilk önce geri çekilinirdi.
Merkez üssünden ayrılan düşman, vurkaç ve gerilla savaşı ile yıpratılıp, ani baskınla yok edilirdi.
* Göktürklerin bayrak ve tuğlarının tepesinde altından yapılmış kurt başlı heykel bulunurdu.
* Tuğ ile davul da bağımsızlık sembolleriydi.
* Köktürk / Göktürklerin başkenti Ötüken’dir.
Burası Orhun Irmağı ile Selenge Irmağının Tarim kolu arasında, ormanlar içinde bitki örtüsü ve suyu bol bir şehirdi.
* Diğer şehirleri ;
Barshan, Çargelen-Çumgal, Çaldıvar, Atbaş, Şirdakbeg, Nanageldi, Fergana, Yassıkugart, Çikircik başlıca Göktürk şehirleridir.
* Köktürk / Göktürklerde karar, seçim, insan ve hayvan sayımı için ziyafetli / yemekli devlet meclisi olarak TEMGEŞ MECLİSİ toplanırlardı.
——
TUĞ
——
Bu tuğ , Kurt başlıdır .
Doğu Köktürk / Göktürk Kağanlarından ŞİPİ KAĞAN (609-619), Suy Hanedanın son ve Tang Hanedanı’nın ilk yıllarından Çin’in iç siyasetine karışmıştır .
617 yılında Çin otoritesine karşı isyan eden Çinli general Liang Şitu’na kendi askerlerini komuta ettirmiş ve Tadu Bilge Kağan unvanı ve kurt başlı tuğ (Çince: pinyin: láng tóu dào)’u armağan vermiştir.
Aynı şekilde Liu Vuşu’a , Dayan Kağan unvanı ve kurt başlı tuğu vermiştir.
————————
Sanat Ve Edebiyat
————————
* Orta Asyada yapılan araştırma ve kazılarda Köktürk / Göktürkçe yazılı eserler bulunmuştur.
* Para, taş ve ağaç üzerine yazılan metinlerden, para ve taşlar üzerine yazılanlar günümüze kadar gelmiştir.
* İlk Türk abidelerinde / anıtlarında yazılara 6. yüzyılda rastlanmıştır.
Bunlar kısa metinlerdir. Elde kalan Bengü / sonsuz Anıtları, Orhun Yazıtları veya Türük Bengü / sonsuz Taşları da denen üç büyük yazıttır.
* Taşların üzeri oyulmak suretiyle yazılmıştır.
Bu yazıtlar;
Köktürk / Göktürk Kağanı Bilge Kağan, Kül Tigin ve Vezir Bilge Tonyukuk adlarına yazılıp, dikilmiştir.
Yazıtlar kireç taşına yontularak yazıldığından zaman ve açık havanın etkisi ile bozulmuştur. Bu yüzden bazı satırları ve birçok kelimeleri okunamaz durumdadır. Kül Tigin kitabesi / yazıtı , içlerinde en az zarara uğrayanıdır.
* Orhun abidelerinin / anıtlarının yazıldığı Göktürk alfabesi 38 harflidir.
* Türklerin milli alfabesi olan bu yazı sisteminde 4 sesli, 9 birleşik, 25 de sessiz harf bulunmaktadır.
Kelimeler birbirinden iki noktayla ayrılır.
* Türklerin İslam dinini kabülünden önce yazılan Orhun abideleri, içerik olarak Türk tarihi ve kültürü bakımından önemlidir.
Abidelerde;
* Türklerin yabancıların siyasetine alet olduğu zamanlarda bozulduğu,
* Devlet kademelerinde bilgili ve ehil olmayan kadronun iş başına getirildiği zaman idare mekanizmasının iyi çalışmayıp, ahalide hoşnutsuzluk görüldüğü,
* Yabancı kültürünün Türk birliğini zedeleyip, kişiliğini kaybettirdiği, hitabet sanatına uygun bir anlatımla verilmiştir.
( Bu 3 kurala uyulmadığı zamanlarda devlet kısa zaman içinde çökmüştür . )
* Türk milletinin en zor şartlarda bile içinden kuvvetli kişilikler çıkıp, ülkeyi kurtarıp, devleti yeniden kurup, güçlendirdiği anlatılan abidelerde, devlet deneyimi yanında Türk’lüğün, bağımsızlık fikrine / düşüncesine yer verilmiştir.
* En önemlisi , Kağanların millete hesap vermesidir.
——————————————
Bilge Kağan abidesinde
Bu günkü dille şöyle denmektedir:
——————————————-
‘’ Türk Oğuz Beyleri, işitin!
Üstte gök çökmedikçe, altta yer delinmedikçe,
ilini töreni kim bozabilir.
Ey Türk Milleti!
Kendine dön.
Seni yükseltmiş Bilge Kağanı’na, hür ülkene karşı hata ettin, kötü duruma düşürdün.
Milletin adı, sanı yok olmasın diye, Türk milleti için gece uyumadım,
gündüz oturmadım.Kardeşim Kül Tigin ve iki Şad ile ölesiyle bitesiye çalıştım… ‘’
—-
Bu Kağanlık sadece Asya tarihini değil Türk siyasi tarihini ve aydınlatan anıtlar bıraktı, Orhun yazıtları.
—-
Köktürk / Göktürk’lerin Göktanrı olarak adlandırılan bir inanca sahip oldukları tarih araştırmacıları tarafından dile getirilmektedir.
Orhun yazıtları bu görüşü doğrulamaktadır.
Müslüman olmadan önce Göktürk’lerin dini Göktanrı / Tengri diniydi.
—————————————-
Göktürklerin Kuruluş Mitolojisi
—————————————–
Çin yazılı kaynaklarına göre / 550-557 yılın tarih kayıtları , Köktürk / Göktürk’lerin kökleri Orta Asya Hun’lardan / On – Ok ‘lardan gelir.
Göktürk’ lerde hükümdar soyunun adı yazılı Çin kaynaklarına ve Türk sözlü geleneğine göre ASEN / ASENA veya ZENA ‘ dır.
Bu kaynaklarda Köktürk / Göktürk Kağanlığını kuran Asena veya Zena ailesi kendi tanımlamasında dişi bir kurdun soyundan geldiği anlatılmaktadır.
Asena/Aşina/Zena/Aşına ailesinin, yalnız bir erkek çocuk hayatta kalmak üzere, katliama / kıyıma uğramış olduğu söylencesinde Köktürk / Göktürk’lerin erken tarihinde bir soyun topluca kıyımının toplumsal bilinci etkilediği bilinmemektedir.
Devletin doğu kanadını yöneten İşbaranın bir sözü:
———————–
‘’ Size bağlı kalacak, haraç verecek kıymetli atlar hediye edeceğim.
Fakat dilimizi değiştiremem.Dalgalanan saçlarımı sizinkine benzetemem.
Halkıma çin giysileri giydiremem. Adetlerimizi, kanunlarımızı değiştiremem.
İmkan / olanak yoktur.Çünkü bu bakımlardan milletim fevkalade / en ileri derecede hassastır, adeta çarpan tek bir kalp gibidir. ‘’
————————
Bizans elçisine verilen cevap:
‘’ O Romalılar siz değil misiniz ki on dille konuşursunuz ve herkesi aldatırsınız?
Siz Romalılar niçin bizim elçilerimizi Kafkaslar üzerinden Bizansa götürüyorsunuz ve Romaya gidilecek başka yol yoktur diyorsunuz?
Yani biz, yollar geçilmez, her taraf arızalı , dağlık taşlık zannedelimde / sanalımda Roma İmparatorluğuna hücum / saldırı etmeyelim mi?
Böyle düşüneceğimizi mi sanıyorsunuz?
Fakat biz Dinyeper nehrinin nerede bulunduğunu, Tunanın nereye aktığını iyi biliriz ! ‘’
————-
UYGARLIK
————-
* Köktürk / Göktürk’ler dönemi, Türklerin bozkır konar – göçer uygarlığından yerleşik tarım uygarlığına geçiş dönemidir. Bu dönemde hayvancılığın yanı sıra tarım da yapılmış, etrafı duvarlarla çevrili kentler meydana getirilmiştir.
* Kaya resimlerinden anlaşıldığına göre Göktürk’ler deri veya keçe çizme ve uzun kaftan giyerlerdi. Savaşırken başlarına TULGA geçirir, uzun ve eğri kılıçlar kullanırlardı.
* Köktürk / Göktürk’ lerin, Türk dilinin özelliklerine uygun bir yazıları vardı. 38 harften oluşan Göktürk alfabesinde satırlar sağdan sola yazılırdı. Bu alfabe ile yazılmış olan Orhon ve Yenisey yazıtları Türk dilinin 7. yüzyıldan binlerce yıl öncesinden gelişmiş bir kültür dili olduğunu gösterir.
* Göktürk’ler Türk’lerin ulusal dini olan Kaman inanacı / Şamanlığa bağlıydılar.
Başta Tengri / Gök Tanrı olmak üzere doğa güçlerine taparlardı.
Hakan’ın hizmet yetkisini Tanrı’dan aldığına inanılır, bu görevi iyi bir şekilde yerine getirmesinin de bir Tanrı buyruğu / emri olduğu kabul edilirdi.
* Yazıtlardan anlaşıldığına göre Köktürk / Göktürk’lerde ölen bir kimsenin ruhunun bir kuş gibi uçup gittiğine inanılır ve onun için ” yuğ ” denilen gömü törenleri yapılır, ardından ağıtlar yakılırdı.
—-
Ölen kişinin ardından , onu tanıyanlar tarafından toplantı yapılır ve ölenin toplumuna yararlı bir kişi olup olmadığı sorgulanırdı .
Eğer toplumuna yararlı kararı alınırsa bedeni yakılır / Ateş Kültü uygulanır ve Can’ın Öz’üne kavuşması sağlanırdı !
Eğer yararlı değil kararı alınırsa toprağa gömülürdü !
Ve o kişi Öz ‘üne asla kavuşamazdı .
———————
Bilge Kağan Yazıtı
———————
Bilge Kağan ölümünden sonra oğlu tarafından diktirilmiş (735),
yazısını da yeğeni Yollug Tigin yazmıştır.
Yazıt, piramit biçiminde büyük bir taş kütlesi üzerindedir.
Taşın doğu cephesinde 41, dar olan kuzey ve güney cephelerinde 15’er satır vardır.
—-
Batı cephesindeki yazılar Çincedir.
Asıl metin ve bugünkü şekil olarak yazıttan bir örnek:
‘’ Üze kök tengri asra yağız yir kılmdukda ikin ara kişi oglı kılınmış. Kişi oglında üze eçüm apam Bumin Kağan istemi Kağan olurmış. Olurupan Türk budunung ilin törüsin tuta birmiş, iti birmiş. ‘’
—–
Üstte mavi gök, altta kara yer yaratılınca, ikisi arasında insanoğlu yaratılmış, insanoğlunun üzerine atalarım ve dedem Bumin Kağan ve istemi Kağan tahta geçmişler.
Oturmuşlar, Türk milletinin ülke ve kanunlarını idare ve tanzim etmişler / düzenlemişler .
———————————
Orhon ve Yenisey Yazıtları
———————————
Moğolistan, Sibirya ve Yedisu eyaletlerinde, Orhon ve Yenisey ırmakları yöresinde bulunan bu Türkçe yazıtlar, Türk’lerin devlet anlayışı, yurt sevgisi, devlet görevlilerinin sorumlulukları v.b. konularda da açıklamalar yapar.
—-
Orhon’dan Tuna’ya, Yakutistan’dan Gobi’ye kadar olan bölgeye yayılarak, bu bölgenin Türk kültürünü meydana getiren bu yazıtların ilk zengin grubunu Kuzey Moğolistan yazıtları oluşturur.
—-
Bu gruba giren Ongin, Kuli-Çur, Selenga, Karabalasagun, Suci v.b. yazıtlarından başka, büyüklükleri bakımından şu üç yazıt çok önemlidir:
Bilge Kağan tarafından 732’de diktirilen Kültigin yazıtı.
Bilge Kağan oğlu tarafından 735’te diktirilen Bilge Kağan yazıtı .
Tonyukuk’un ihtiyarlık / yaşlılık yıllarında bizzat diktirdiği (720-725) Tonyukuk yazıtı.
—-
Diğer gruplarda şöyle sıralanabilir:
Yenisey havzası yazıtları, Altay yöresi yazıtları, Lena ve Baykal yöresi yazıtları, Doğu Türkistan yazıtları, Orta Asya yazıtları, Doğu Avrupa yazıtları.
—————————–
Batı Göktürk Hakanlığı
—————————–
Batı Göktürk Hakanlığı 582 yılında, hakanlığın doğu kanadı ile resmen ilgisini kesen Tardu, her iki tarafı kendi idaresinde birleştirmek için çaba sarf ediyordu.
Doğu hakanlığına baskı yapan Çin’in, Tulan hakana karşı, kardeşi T’u-li’yi / K’i-min tutarak iki kardeşi çarpıştırması üzerine Tardu, Çin’e yürüdü.
Kuzey Çin’de ilerlerken, general – diplomat Ç’ang-sun Şeng’in oyununa kurban oldu.
Bu Çinli, Türk ordusunun geçeceği yollardaki suları, kuyuları, pınarları gizlice zehirletmişti.
Tardu, böyle bir şeyin de yapılabileceğini hatırına getirmediği için hem insan hemde at kaybı yaşadı .çekilmek zorunda kaldı (600).
—-
Bu tarihe kadar Tardu Kağan, batıda büyük başarılar kazanmış, Hoten bölgesini hakanlığa bağlamış, şehinşah Ormuzd IV “Türk-zade” (579-590) zamanında, Bizans-Sasani savaşlarında, İran işlerinekarışmıştı .
—-
Bir Türk başbuğu “Hazar yabgusu” Derbend’i kuşatırken, diğer Gök-Türk ordusu Herat, Badgis yöresine girmişti (588-9).
Bu orduyu durduran ünlü Sasani kumandanı Bahram Çüpin’in isyan ederek Ormuzd’u tahttan indirip onun oğlu Husrev Perviz’i çıkarması, fakat bunun da kaçması üzerine, Bahram’ın kendini “Şehinşah” ilan etmesi, Sasani imparatorluğunu karıştırmış, Bizans’ın müdahalesi ile mağlup edilen Bahram, sonunda hakana sığınmıştı.
—-
Böylece Tardu’nun, bir yandan, kısa müddet için de olsa, her iki Türk hakanlığını kendi idaresinde birleştirmesi (598’e doğru), aynı zamanda İran üzerinde nüfuzlu bir durum kazanması, onun, 598 yılında Bizans imparatoru Maurikios’a gönderdiği mektubun başlığında ifadesini bulmuş görünmektedir:
—-
“Dünyanın yedi ırkının büyük başbuğu ve yedi ikliminin hükümdarı Hakan’dan Roma imparatoruna..”.
—-
Çin kaynaklarına göre de, bu tarihte Tardu, Ötüken, Kuzeybatı Moğolistan, Aral gölü havalisi, Kaşgar, Maveraünnehir ve Merv’e kadar Horasan sahaları üzerinde hakim bulunmakta ve ulu hakan olarak “Bilge Kağan” unvanını taşımakta idi.
—-
Fakat Tardu, Gök-Türk birliğini gerçekleştirmek için, Çin’in desteğindeki Doğu hakanları Tu-lan ve K’i-min ile mücadeleleri dolayısıyla, çok şiddetli davranmış ve buna, şüphesiz Çin’in aleyhte propagandası eklenmişti.
Sonuçta ;
Başta Töles’ler olmak üzere bazı Türk boyları ve yabancılar ayaklandılar. Tardu bunlarla başa çıkamadı ve mücadeleyi sürdürdüğü Kuku-nor havalisinde Moğol Tü-yü-hun’lar arasında kayıplara karıştı (603).
—-
Tardu’nun sahneden çekilmesinden sonra, memlekette isyancıların sayısı arttı, düzen bozuldu. Doğu hakanlığında yeni bir kudret olarak beliren Şi-pi Kağan’a karşı, Tardu’nun torunu Ho-sa-na / Ç’u-lo Kağan , Sui’lerle işbirliğine kalktığı ve hatta ülkesini bırakarak Çin sarayında yaşamayı seçtiği için, Şi-pi tarafından Çinlilerden teslim alınarak öldürüldü (619).
—-
Devlet Meclisi’nin hakan ilan ettiği, Tardu soyundan, Şi-koei zamanında durum düzelmeğe başladı. Fakat asıl huzur, Tardu’nun küçük torunu olan T’ong-Yabgu / Yabgu Kağan devrinde (618-630) görüldü.
—-
Çin kaynağı T’ang-shu’ya göre “akıllı ve cesur” olan bu hakan, ” usta bir savaşçı ve seçkin bir taktikçi ” idi. Orhun, Tola ırmakları ile Aral gölü – Kafkaslar arasına yayılmış bulunan Tölesleri kendine bağlamış, İranlıları mağlup etmiş, güneyde Gandahar’a kadar ilerlemişti. Ordusu, birkaç yüz bin “iyi yay kullanan” süvariden kurulu idi.
Merkezi Talas şehrinin / bugün Evliya-ata 75 km kadar güneydoğusundaki ünlü Bin-vul / Bin-bulak / bin pınar) mevkiinde idi.
—-
T’an-shu’ya göre, ” O zamana kadar batıda onun derecesinde kuvvetli olanı görülmemişti. Çin ile dostane ilişkiler kurmuş olan T’ong-Yabgu çağında Hindistan’a gitmek üzere Gök-Türk imparatorluğunu bir baştan bir başa geçerek yollar, şehirler, dini ve kültürel hayat hakkında çok ilgi çekici bilgi veren Çinli Budist rahip Hıuen-tsang, T’ong-Yabgu’yu da ziyaret etmiştir.
—-
Gök-Türk imparatorluğunun parlak bir devir yaşadığı bu yıllarda, Nu-şi-piler ve Karluklar isyan ettiler. Bunları, kendi mevkiini tehlikede zanneden Doğu hakanı Kie-li isteklendirmiş olmalıdır.
T’ong-Yabgu’nun, hakanlığın batı kanadı To-lular eliği olan amcası ile mücadelede ölmesi (630), ülkeyi karıştırdı.
Nu-şi-pi boyları, önce kendileri ayrı bir hükümdar seçmeyi denedilerse de , sonra Tong-Yabgu’nun oğlu Se-Yabgu üzerinde birleşildi.
Bu defa Töles’lerin ayaklanması, devletin Çin’e bağlanmasında birinci derecede etkili oldu.
—-
630 senesi, Gök-Türk tarihinin karanlık yılıdır.
—-
Doğu hakanlığı bu sene Çin’e boyun eğmişti. Batı hakanlığı da aynı tarihte aynı sona uğradı.
Bundan sonra da Aşına soyundan bir sürü “kağan”, bazen aynı zamanda birkaç “kağan” Batı Göktürk gruplarının başında görülüyorsa da, bunlar artık Çin’in birer memuru durumunda idiler.
Bir aralık, başta Türgiş’ler ve Karluk’lar olmak üzere diğer Türk boylarının desteğinde şiddetli mücadelelere girişen hakan Ho-lu’nun (653-659) büyük gayretlerine rağmen, Batı Gök-Türk arazisinin Çin kontrolüne girmesi 658’de tamamlandı.
Çin imparatorları, oradaki Türgiş hakanlığı zamanında bile, çoğu ismen olmak üzere, On-oklara “kağan” tayin etmeğe devam ettiler.
——————————
Doğu Göktürk Hakanlığı
——————————
Doğu Göktürk Hakanlığı Doğu’da zor şartlar altında, hakan İşbara, dengeyi büsbütün kaybetti.
Ordu mensupları arasında, kendisi ile mücadeleye devam eden Ta-lo-pien’e bağlı olduklarını zannettiği yüksek rütbeli kumandanları vazifeden uzaklaştırmağa, hatta cezalandırmağa başladı.
—-
Sonuçta ;
Bu askerlerle, prenslerden bazıları Çin’den yardım istemek zorunda kaldılar. Etrafında korku ve nefret uyandıran İşbara da, kendi gücünden çok şey kaybettiğini ve Tardu – Ta-lo-pien ikilisinin gözdağısı altına girdiğini üzüntü ile gördüğü için bizzat, Sui hükümdarına baş vurarak askeri destek ve barış dileğinde bulundu.
Öneriyi sevinçle kabul eden Wen-ti’nin derhal yolladığı heyetin başında diplomat Yü K’ing-tsi ile birlikte yine Ç’ang-sun Şeng bulunuyordu.
Başkentte Hatun’un ve diğer Türk ileri gelenlerinin önünde bu iki Çinli, İşbara’ya hakaret edecek kadar ileri gittiler ve “Çin imparatorunun oğlu” olduğunu kabul eden hakanı, “Ç’en” / bende, kul ilan ettikten sonra memleketlerine döndüler.
—-
Doğu hakanlığı, Çin korumasına girmişti.
Durumu kendi çıkarına kıyasıya sömürmeyi tasarladığı anlaşılan Çin, Türk’ leri büsbütün yozlaştırmak maksadı ile, halkını Çince konuşturmağa, Çinliler gibi giyinmeğe, Çin adetlerini uygulamaya zorunlu kılması için İşbara üzerinde zorlu baskısını artırdı.
—-
Hakan, imparatora gönderdiği 585 tarihli mektupta bu istekleri şöyle cevaplandırmakta idi:
—-
” Size bağlı kalacak, haraç verecek, kıymetli atlar hediye edeceğim.
Fakat dilimizi değiştiremem, dalgalanan saçlarımızı sizinkine benzetemem,
halkıma Çinli elbisesi giydiremem, Çin adetlerini alamam.
İmkan yoktur, çünkü bu bakımlardan milletim fevkalade hassastır, adeta çarpan tek bir kalp gibidir. Sui imparatoru dünyanın gerçek hakimidir.
Gökte iki güneş olmadığı gibi, yerde de iki hükümdar olmamalıdır. ‘’
———-
Gök-Türk hakanlığının parçalandığı, bağlı kütlelerin ayaklandığı, Türk’lerin Çin’e katılmaya başladıkları, Türk hükümdar ailesi mensuplarının / bireylerinin birbirine düştüğü bu karışıklıkta, İşbara öldü (587).
—-
Yerine geçen kardeşi Ç’u-lo-hou / Ye-hu Kagan ve arkasından Toy / Devlet Meclisi tarafından hakan ilan edilen Tulan (588-600) zamanlarında durum düzelmedi.
Meşhur / ünlü Ç’ang-sun Şeng, Köktürk / Gök-Türk Hakanlığını iyice çökertme yollarını gösteren raporlar hazırlayarak imparatoruna sunuyor , elçi olarak geldiği Ötüken’de türlü hile ve oyunlarla Türk hanedan üyelerini karşı karşıya getiriyordu.
—-
En büyük yardımcısı da, önce T’a-po’nun, sonra İşbara’nın ve sonunda , Tulan’ın öldürülmesinden sonra, Çin’in başarısı i ile tahta çıkarılan, Ye-hu’nun oğlu, K’i-min / T’u-li, 600-609 Hakanın karısı olan, Çinli prenses Ts’ien-kin idi.
K’i-min, bu defa, Doğu Hakanlığını kendi idaresine almağa çalışan Tardu’ya karşı kullanılmakta idi.
—-
Bu K’i-min de imparator Yang-ti’ye, 607’de, gönderdiği bir mektupta ;
” Haşmetpenah’ın aciz / kuvvetsiz bir bendesi / yürekten bağlısı ” olduğunu, hatta vaktiyle İşbara’nın bile reddettiği “Türk kavmini Çinliler gibi yapmağa -giyim, adet ve dilde Çinlileştirmeye hazır bulunduğunu” yazabiliyordu.
( Öldürülme korkusu ile Türk ‘lüğünü unutmuş ! )
—-
Ancak, ölümünden sonra yerine geçen oğlu Şi-pi (Shih-pi, 609-619), Gök-Türk onurunu biraz kurtarabildi.
—- Bir Çinli prenses ile evlenmekle beraber bunu, Çin’in, Köktürk / Gök-Türk iç işlerine karışmasını önleyen bir paravan / perde olarak kullandı.
5-6 yıl içinde, Doğu Hakanlığı topraklarındaki dağınıklığı giderdi.
Batıda Tibet’e ve doğuda Amur nehrine kadar tekrar itaat altına / egemenliğine aldı (615).
—-
Durumdan telaşa / şaşkınlığa düşen Sui imparatoru, Türk hanedan üyeleri arasında anlaşmazlık çıkarmağa dayanan değişmez Çin planını, yeniden uygulamaya koydu !
—-
Bu defa yol göstericisi, özel hile ve oyun raporları hazırlayan ve Batı Asya için yazdığı eserler, başlıca kaynaklardan sayılan Çin devlet ve “sömürge” adamı P’ei-chü idi.
—-
Hakanın küçük kardeşi Ç’i-ki şad’a ” Hakanlık ” önerildi !
—-
Fakat milletin perişanlığını / zavallı – acınacak durumunu ve Çin baskısının kötülüğünü gören bu genç, hem öneriyi , hem kendisine söz verilen Çinli prensesi reddetti.
( Türk seçkininde olması gereken karakterler ! )
—-
Çinliler başka bir yol denediler:
Köktürk / Gök-Türk nazırlarından / bakanlarından birini pusuya düşürerek öldürdükten sonra, Hakan’a, onun karşıtlık maksadı ile kendilerine baş vurduğunu , fakat ” aradaki dostluktan ” dolayı onun ortadan kaldırılmasını uygun bulduklarını bildirdiler.
—-
Amaç , Hakan Şi-pi ile Gök-Türk büyüklerinin arasını açmaktı.
—-
Hakan bu oyuna da gelmedi. Köktürk / Göktürk bakanının öldürülmesi olayının Çin-Türk anlaşmasını bozduğunu ileri sürerek yıllık haracı kesti, savaşa hazırlandı.
Planı, Çin’in kuzey eyaletlerinde geziye çıkmış olan imparator Yang-ti’yi baskınla yakalamaktı.
—-
Fakat girişimi , Hakanın Ötüken’de bulunan zevcesi Çinli prenses İ-ç’eng tarafından gizlice Çin’e bildirildiği için süratle geri dönmeğe çalışan imparator, takipçi Köktürk / Gök-Türk süvarileri tarafından Şan-si’de Yen-men / bu-gün Tai-hien mevkiinde / bölgesinde kuşatıldı.
Üzüntüsünden ağladığı söylenen imparatorun yardımına , yine aynı prenses yetişti .Gök-Türk ülkesinde büyük bir isyan çıktığı söylentisini yayarak, Türk ordusunun geri çekilmesini sağladı (615).
—-
Yang-ti’nin son saygınlık düşürücü durumu, Çin’de karışıklıklara yol açtı ve ona karşıtlık gittikçe arttı. Bu defa da Çin ileri gelenlerinin Köktürk / Gök-Türk’ lere sığınmalarına tanık olunuyor ve Şi-pi hakan Çinlilerin siyasetini kendilerine karşı tekrarlıyordu.
—-
Çin sarayını yağmalayarak, aldığı kıymetli eşyayı Köktürk / Gök-Türk Hakanına sunan sığınmacı Liang Shi-tu’yu, Şi-pi “Çin kağanı” ilan ederek (617), kendisine bir kurt başlı sancak verdi.
—-
Liu Wu-Chou adlı diğer bir kumandanı da “Batı Çin kağanı” yaparak, Sui’lere karşı sefere çıkardı.
Şi-pi’nin siyasi faaliyetleri / etkinlikleri arasında, tarihi bakımdan en önemlisi Çin umumi valilerinden Li Yüan’ı korumasına alıp desteklemesidir ki, anlaşma gereğince, Türk ordularının yardımı ile Sui’leri iktidardan / yönetimden uzaklaştırarak başkent Ç’ang-an’daki imparatorluk servetini Hakana sunan , ayrıca 30 bin top ipek ve yıllık vergi vermeyi kabul etmiş olan Li Yüan, Çin’de 300 yıl kadar hüküm süren ünlü T’ang sülalesini (618-906) kurmuş ve kendisi imparator olarak Kao-tsu (618-626) unvanını almıştır.
—-
Şi-pi’den sonra Hakan Ç’u-lo (619-621)
kardeşinin sert siyasetini takip ediyor ve Hakanlığa karşı tutumu kısa zamanda değişen T’ang imparatoruna karşı Sui sülalesini canlandırmağa kararlı bulunuyordu. Fakat karısı Çinli prenses İ-ç’eng tarafından zehirlenerek öldürüldü.
—-
Hakan olan kardeşi Kie-li (621-630), yeterliliğe sahip bir adam değildi.
Hain prenses İ-ç’eng ile evlenmiş, ağır dille yazdığı mektuplarla imparatoru kışkırtmıştı .
Karısının tesiri / etkisi altında idi. Plansız, taktiksiz, sadece cesarete dayanan askeri girişimlerinde bir-iki defa mağlup oldu / yenildi. Tutumu, millette güvensizlik uyandırdı.
—-
Tarduş’ lar, Bayırkul’ar, Uygur’lar ayaklandılar (627).
Tarduş başbuğu İ-nan’ın darbeleri yıkıcı olmuştu. Vaktiyle Türk korumasına sığınmış olan birçok Çinli, Tang imparatorundan af dileyerek memleketine dönüyor,
K’i-tanlar ve başka kavimler / toplumlar , Çin ile temaslar arıyor ve sınır bölgelerinde Çin’e bağlanıyorlardı. İmparator T’ai-tsung (627-649, Li Yüan’ın oğlu) Türk’lere vuracağı darbe için durumun olgunlaşmasını bekliyordu. Hakan, kuşattığı bir şehir önünde mağlup olarak çekilirken yakalandı, koruma altında Çin başkentine gönderildi (630).
—-
Tai-tsung’un kendini ” Türk’ lerin Gök Kağanı ” ilan ettiği 630 senesi, Doğu Köktürk / Gök-Türk bağımsızlığının sonu kabul edilmiştir.
—-
Hakanlığa bağlı kabileler / topluluklar ve yabancı topluluklar dağılıyor, Köktürk / Gök-Türk prensleri, etraflarına kuvvet toplayabilecek kimseler olmadıklarından, herkes başının çaresine bakıyor, bazı gruplar Çin’e sığınıyorlardı.
—-
Gerçi başta Aşına ailesinden “kağan”lar vardı, fakat bunlar artık Çin sarayının emrinde, oraya sadakat ziyaretleri yapan, hediyeler sunan, imparatorlardan türlü unvanlar alan birer kukla idiler.
—-
Köktürk / Gök-Türk’lerin acıklı durumunu;
Çin sarayında imparator huzurunda Türk’lere karşı ne yapılabileceği hususunda, cereyan eden tartışmalardan anlamak olasıdır .
Sonuçta ;
Kuzeybatı Çin’de Ordos Sed boyunda ” 6 Eyalet ” bölgesine Türk’lerin yerleştirilmesi kararlaştırıldı.
—-
Bu suretle, belki Türk’lerin Çin’lileşeceği umuluyordu.
—-
Fakat 680’e kadar geçen 50 yıl devamınca Türk milleti kendini unutmadı, dilini, örf ve adetlerini korudu, tarihinin şanlı hatıralarını ruhunda yaşattı.
—-
Bu arada ufak çapta baş kaldırmalar oluyordu:
Örnek olarak ;
Aşina ailesinden bir prensin, Altay’larda Türk hakanlığını canlandırmaya çalışması (646-649), yine Gök-Türk hükümdarları soyundan Tu-çi’nin , On-ok’ların başında “Kağan” ilan edilerek (676-678) Çin’e karşı Tibetlilerle birliktelik sağlaması .
—-
Çin’liler tarafından şiddetle bastırılan bu hareketler arasında en çok hayret uyandıranı, 639 yılında Kürşad’ın darbe girişimidir .
—-
Tang imparatorunun saray koruma kıtasında vazife / görev gören Köktürk / Gök-Türk prensi / 588’de savaş meydanında ölen Hakan Ye-hu’nun küçük oğlu KÜR ŞAD / Çince’de: Kie-şe, Türk devletini canlandırmak için, 39 arkadaşı ile bir gizli cemiyet / dernek kurmuş ve önce, bazı geceler tek başına şehirde dolaşan imparator Tai-tsung’u yakalamağa karar vermişti.
Fakat planın uygulanacağı gece ansızın patlayan fırtına yüzünden, imparator saraydan çıkmadı. Kararın geciktirilmesini sakıncalı gören Kürşad ve arkadaşları, bu defa doğruca saraya yürüdüler.
40 Türk, sarayı ele geçirip başkente hakim / egemen olmayı düşünüyorlardı. Yüzlerce KORUMA öldürüldü ise de dışarıdan gelen ordu ile başa çıkılamadı. Şehir yakınındaki Wei ırmağına doğru çekilen Kürşad ve arkadaşları, yakalanarak öldürüldüler.
————————————————-
Göktürk ‘ler hakkında geniş bilgiyi tamamladım .
Eksiğim mutlaka vardır .
Şu söz ile bitiriyorum .
Var olsun Türk’ün kut’lu Ataları!
Var olsun Türk milletim !
Kaynakça
————
Genelturktarihi.net
Nihal Atsız / Bozkurtların ölümü .
Yılmaz Öztuna / Türk tarihinden yapraklar .
Bilgicik.com
Hayaleturk.com
Vikipedia .org
Prof. Dr. Saadettin GÖMEÇ
Türkçebilgi
İdris Kulaçoğlu . 5.5.2019 03 : 20 çalışma odam .