HALİDE EDİP ADIVAR

HALİDE   EDİP  ADIVAR

Halide onbaşı .

Halide Üst çavuş .

(1882 -84 / 9.1.1964 )

—————————-

Öğretmen ,yazar , düşünür , siyasetçi ,akademisyen ve asker .

Milli  edebiyatımızın  değerlerindendir .

İlk yazılarında ” Halide Salih ” takma adını kullanmıştır .

—-

Beşiktaş’ta, Ihlamur yakınlarında, daha sonra kendisinin  ‘’  Mor Salkımlı Ev  ‘’ olarak isimlendireceği bir evde dünyaya gelir.

Babası 2. Abdülhamid’in Ceyb-i Humayun katibi Selanikli Mehmet Edib Bey, annesi Eyüp’lü Nizamizade ailesinden Bedrifem Hanım’dır.

( Ceybi Humayun : Kaynaklarda “ ceyb-i hümayun akçesi, cep akçesi, ceyb-i hümayun harçlığı, aylık-ı ceyb-i hümayun, ceyb-i hümayun dairesi ” gibi değişik şekillerde geçmekte olup padişaha ait gelirleri ve bunlardan yaptığı harcamaları ifade etmektedir. ) İslam ansiklopedisi .

Annesi genç yaşta veremden ölmüştür. Annesinden çok, anneannesi ve kendisine anılarında ‘’ Haminne / büyük anne  ‘’ olarak  söylediği  Nakiye Hanım, onun hayatında çok büyük bir etkiye sahiptir.

Mevlevi kültürüne sahip, geleneksel bir Osmanlı kadını olan Haminne, Halide Edib’in romanlarında ortaya çıkan dini ve geleneksel  görünme – belirti  ile  yoğrulmuş kadın karakterler üzerinde de etkili olmuştur.

1901’de Üsküdar Amerikan Kız Koleji’nden mezun oldu.

1908 ‘ de Hüseyin Cahid Yalçın ((7.12.1875 – 18.10.1957) Türk gazeteci, yazar, çevirmen, siyaset adamı  tarafından çıkarılan ve Tevfik Fikret’in (24.12.1867 / 19.8.1915 ) şair , öğretmenin başyazarlığını üstlendiği Tanin / Tınlama  gazetesinde yazmaya başlamıştır.

Şehbal / Kuş kanadının uzun tüyü , Mehasin / iyi ahlaklı – iyilikler  gibi gazete ve dergilerde  ‘’  Halide Salih  ‘’ imzasıyla yayımlanan yazılarıyla başlamış, daha sonra Resimli Kitap, Büyük Mecmua, Vakit, İkdam / Sürekli çalışmak , Yeni İstanbul, Tan gibi gazete ve dergiler başta olmak üzere devrinin büyük-küçük pek çok yayın organında yer almıştır.

1909’dan sonra öğretmenlik, müfettişlik / denetmenlik yaptı.

Balkan Savaşı yıllarında hastanelerde çalıştı.

Hastane çalışmaları ve  müfettişliği sırasında İstanbul semtlerini dolaşması, ona çeşitli kesimlerden insanları tanıma fırsatını verdi.

1912’de kurulan Türk Ocağı’na katıldı.

Kadınların toplumsal yaşama katılması ve eğitilmesi için çalışan Teali-i Nisvan  / Kadınları yükseltme –yüceltme Cemiyeti’ni kurdu.

1919’da Wilson Prensipleri Cemiyeti’nin kurucuları arasında yer aldı.

1919 ‘da  İzmir’in Yunan ordusu tarafından işgal edilmesini protesto için Fatih ve Sultanahmet Meydanı’nda düzenlenen mitingde yaptığı etkili konuşma büyük yankı uyandırdı.

Hakkında soruşturma açılınca,  eşi Dr.Adnan Adıvar birlikte Anadolu’ya geçerek Kurtuluş Savaşı’na katıldı. Çeşitli cepheleri dolaştı, Mehmetçiklere moral ve destek verdi.

Savaş yıllarında Anadolu Ajansı’nın kurulmasında rol alarak gazetecilik de yapmıştır. Savaşta yaptıklarından dolayı İstiklal Madalyası’na layık görülmüştür.

1940’da   İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi İngiliz Filolojisi Kürsüsü Başkanı oldu.

1950’de milletvekili seçildi. 4 yıl sonra tekrar üniversiteye döndü. Ölümüne kadar kürsü başkanlığı görevini sürdürdü.

M.Kemal  ile  anlaşmadığı tek  konu  ;

Vatanın kurtarıldıktan sonra Padişaha sunulmasıdır . Yeni bir devletin kurulmasına karşı çıkmıştır .

—————-

Edebi kişiliği

—————-

1908’de gazetelerde kadın haklarıyla ilgili yazılar yazmaya başlamıştır.

Eserlerinde kadının eğitilmesine ve toplum içindeki konumuna özellikle yer vermiş, yazılarında  kadın hakları savunuculuğu yapmıştır.

Romanlarında, o döneme kadar  Türk roman ve hikayesinde ikinci planda kalan kadınları  ülküleştirmiştir. 

Eserlerindeki  kadınlar, ana kahraman olmaları dışında aynı zamanda karakter olarak da güçlüdürler.

—-

Halide Edip’in eserleri üç dönemde toplanabilir.

Birinci  dönem  ;

Bireysel  konuları  ve özellikle  kadın psikolojisini incelediği  dönemdir .

Seviye Talip, Handan ve Kalp Ağrısı gibi .

—-

İkinci  dönem  ;

Bu dönem eserlerinde milli duygular ön plandadır.

Milli Mücadele / uğraş  yıllarını işlediği Ateşten Gömlek ve Vurun Kahpeye gibi eserlerini yazdığı dönemdir.

—-

Üçüncü  dönem ;

Kurtuluş Savaşı  sonrasında toplumsal ve sosyal konulara yönelmiştir. Sinekli Bakkal, Tatarcık ve Sonsuz Panayır gibi romanları yazdığı dönemdir.

———————

Milli Edebiyat Döneminin tanınmış ilk kadın romancısı ve hikayecisidir.

İngiliz dili ve edebiyatı profesörüdür. Bazı eserlerini İngilizce yayımlamıştır.

Fatih ve Sultan Ahmet’te yaptığı mitingleriyle tanınır.

Betimleme – canlandırma  ve  incelemede  başarılıdır.

Betimlemeleri – canlandırmaları  gerçekçi nitelik taşır.

Karakterleri bulunduğu çevreye göre konuşturur. Romanlarında gözlem önemlidir.

Konuşma diline bağlı kalmıştır.

İlk romanlarında aşk konusunu işlemiş, kadın psikolojisi üzerinde durmuştur. Bu romanlarının kahramanları genellikle Batılı bir anlayışla ülküleştirilmiş , güçlü ve kültürlü kadınlardır.

Sonra Türk’çülük akımını benimsemiştir.

Kurtuluş Savaşı yıllarında milli duyguları öne çıkaran romanlar yazmıştır.

———-

Eserleri

———-

Romanları  :

———-

Heyula (1908)

Raik’in Annesi (1909)

Seviye Talip (1910)

Handan (1912)

Yeni Turan (1912)

Son Eseri (1913)

Mev’ud Hüküm (1918)

( Söz verilmiş Hüküm )

Ateşten Gömlek (1923)

Vurun Kahpeye (1923)

Kalp Ağrısı (1924)

Zeyno’nun Oğlu (1928)

Sinekli Bakkal (1936)

Yolpalas Cinayeti (1937)

Tatarcık (1939)

Sonsuz Panayır (1946)

Döner Ayna (1954)

Akile Hanım Sokağı (1958)

Kerim Ustanın Oğlu (1958)

Sevda Sokağı Komedyası (1959)

Çaresaz (1961)

Hayat Parçaları (1963)

————-

Öyküleri  :

————-

Harap Mabetler  ( 1911 )

İzmir’den Bursa’ya  / Yakup Kadri Karaosmanoğlu ( 27.3.1889 / 13.12.1974 ) yazar ve diplomat. Roman, öykü   , Falih Rıf­kı Atay ( ( 26.12.1894 / 20.3.1971 ) gazeteci, yazar, milletvekili. ve Mehmet Asım Us ( 1884 / 11.12.1967 ) siyasetçi ile birlikte.

( 1922 )

Dağa Çıkan Kurt ( 1922 )  

Kubbede Kalan Hoş Seda .

———

Anıları :

———

Türk’ün Ateşle İmtihanı. ( 1962 )

Mor Salkımlı Ev . ( 1963 )

————–

Tiyatroları :

————–

Kenan Çobanları ( 1916 )

Maske ve Ruh. ( 1945 )

——————

İncelemeleri  :

——————

İngiliz Edebiyatı Tarihi ‘ dir .

——————

En tanınmış Töre  romanı ” Sinekli Bakkal ” yazarlığında olgunluk dönemini gösterir.

Bu romanda Sinekli Bakkal mahallesinde yaşayan insanlar, aydınlar ve saray çevresi gibi 2’nci Abdülhamit döneminin farklı toplum kesimleri canlandırılır.

Halide Edip, ” Sinekli Bakkal “da Doğu’nun değerlerini bulup çıkarmak, Batı’nın karşısına koymak amacındadır .

Halide Edip Adıvar

Eser Özetleri

———————-

SİNEKLİ   BAKKAL 

———————-

Roman ilk olarak “ Soytarı ve Kızı ” adıyla İngilizce yayımlanmıştır.

Romanda II. Abdülhamit Döneminin toplumsal yaşamı yansıtılmıştır.

Romanın kahramanı  Rabia ile Türk toplumundaki değişim süreci anlatılmıştır.

Abdülhamit devrinde, Sinekli Bakkal Mahallesi’nin imamının kızı Emine, aynı mahallede bakkallık yapan karagöz ve orta oyuncu Tevfik’le babası istemediği halde evlenir.

Tevfik orta oyununda zenne / kadın olan erkek  rolüne çıktığı için “ Kız Tevfik ” diye tanınmaktadır. İmam, çok bağnaz bir adamdır. Onun eğitimiyle yetişen Emine, kocasıyla geçinemeyerek ayrılır.

Tevfik ünlü bir orta oyuncu olur.

Bir oyununda karısının taklidini yaptığı için İstanbul’dan sürülür.

Emine’nin Tevfik’ten bir kızı olur, adını Rabia koyarlar. İmam, Rabia’yı dini bir eğitimle yetiştirip hafız yapar. Muhteşem bir sese sahip olan Rabia’ya Selim Paşa’nın konağına gidip gelen Mevlevi Şeyhi Vehbi Dede, alaturka dersi verir.

Paşa’nın oğlu Hilmi’ye piyano dersi vermek için konağa gelen İtalyan Piyanist Peregrini, Rabia’nın sesine hayran olur.

Rabia’nın ünü tüm şehri sarmıştır. Kur’an okumak için cami cami dolaşmakta ve bütün kazancını imama vermektedir.

Kızın babası Tevfik sürgünden döner, Sinekli Bakkal’daki eski bakkal dükkânını yeniden açar. Eserin sonunda Rabia, kendisine âşık olan İtalyan Peregrini ile evlenir.

————————-

VURUN  KAHPEYE  

————————-

Roman, idealist  İstanbul’lu Öğretmen Aliye’nin Anadolu’da bir kasabaya gidişini ve burada Milli Mücadele düşüncesine destek faaliyetlerini anlatır.

Aliye’nin bu desteğine, din ve namusu bahane eden yobaz Hacı Fettah, kasaba halkını da arkasına alarak karşı çıkar ve Aliye Öğretmen’i linç ettirir.

Romanda bölge halkının Milli Mücadeleye bakışı, söz konusu mücadelenin sembolü konumuna gelmiş Kuvayı Milliye oluşumunu algılayışının yanı sıra, çözülen Osmanlı Devlet mekanizmasının temsilcileri ve eski düzen karşıtları yansıtılır.

—————————

ATEŞTEN   GÖMLEK 

—————————

Kurtuluş Savaşı sırasında yazılan ilk romandır.

Romanın hemen hemen tamamı Peyami’nin hatıra defterinden ibarettir.

Peyami, Ankara’da Cebeci Hastanesi’nde yatarken kırk üç  gün zarfında hatırladıklarını bir deftere yazmıştır.

İzmir’in işgalinde kocası ve oğlu Yunan’lar tarafından öldürülen Ayşe, İstanbul’a akrabası Peyami’nin yanına gider. Ayşe, Peyami ve onun arkadaşı Binbaşı İhsan, Kuvayımilliye’ye katılmak için Anadolu’ya geçer.

Peyami ve İhsan, Ayşe’yi içten içe sevmektedir. Bu aşk, her ikisi için de “ ateşten gömlek ” olmuştur. Ana babası Yunanlılar tarafından öldürülen köylü kızı Kezban da İhsan’ı çok sevmekte ve Ayşe’yi kıskanmaktadır.

İhsan ile Ayşe ölür, bacaklarından ve başından yaralanan Peyami de Ankara’da Cebeci Hastanesi’nde hayata veda eder.

————

HANDAN 

————

Mektup biçiminde yazılmış bir romandır.

Eser mektuplarla oluşması bakımından önemlidir.

Romanda aşk konusu ele alınmış ve kadın psikolojisi yansıtılmıştır. Refik Cemal, Neriman’la evlidir. Handan Neriman’dan üç yaş büyüktür ve kardeş çocuklarıdır. II. Abdülhamit döneminde ihtilalci gençlerden olan Nazım, Handan ile evlenmek ister ama Handan, Hüsnü Paşa adlı biriyle evlenir ve Londra’da yaşar. Nazım tutuklanmış, Handan’a iki mektup bırakarak intihar etmiştir. Refik Cemal, Handan’a âşık olur. Handan, beyin hummasına tutulur. Refik Cemal onun başından ayrılmaz, Handan iyileşince Refik Cemal’e sevgisini dışa vurur fakat çektiği vicdan azabından ölür.

————-

TATARCIK

————-

Halide Edip’in, fakir bir köyün fakir insanlarını anlattığı romanıdır.

Halkın yaşamını ve sıkıntılarını bütünüyle göstermeyen sadece hayatın üst yüzünü gösteren “Tatarcık”, Halide Edip’in bütün romanlarında hayalini kurduğu ,Batı kültürüyle Doğu geleneklerini biçimsel olarak birleştiren kadın tipidir.

Tatarcık’ta olaylar, Boğaz’ın Karadeniz yakınlarındaki Poyraz köyünde geçmektedir. Romanın asli tipi, asıl adı Lale olan Tatarcık’tır.

Eserde İmparatorluk Türkiye’sinden Cumhuriyet Devrine geçişte, eski-yeni çatışmasında bilgi’nin önemine inanan Lale’nin şahsında yeninin zaferi üzerinde durulur.

Bu eserde Cumhuriyet dönemi gençliğinin durumu anlatılır.

————————–

YOLPALAS   CİNAYETİ 

————————–

Kitap, 1900’lerin başında Şişli’de bir konakta işlenen cinayeti, o yılların İstanbul’una dair gözlemleri anlatır. Dönemin İstanbul’unu, aydınların Türkiye’ye ve Avrupa’ya bakışlarını, yeni yeni bilincine varılan sınıf çatışmalarını gözler önüne sermesi bakımından önemlidir. Babası memur olan Sacide kıt kanaat geçinen bir aile kızıdır. Bir gün babasından gizli gezmeye gitmiştir ve Murat isimli zengin bir adamla karşılaşır. Birbirlerine âşık olup evlenirler. Fakat Sacide evlendikten sonra çok değişmiştir, büyüdüğü semti ve çevreyi çok aşağılar.

—————–

YENİ  TURAN

—————–

 Yurt sorunlarına eğilmiş, Türkçülük düşüncesini işlemiştir.

Yeni Turan, Halide Edip Adıvar tarafından kaleme alınan önemli bir romandır. Romanı konu olarak Osmanlı’nın yıkılış aşamasındaki zamanlarında, demokratikleşme, normalleşme çabası gösterirken iktidar mücadeleleri içinde iki siyasi partinin birbirleriyle olan çekişmeleri işlenmiştir.

 Düşün  yapı  ve dönemin eğitim anlayışının kadınlara yönelik tarafını ele almasını işlemesi nedeniyle önemli bir romandır.

—-

Dönemin iki siyasi partisi Yeni Osmanlılar ve Yeni Turan’dır.

Turan Partisi’nin lideri Oğuz Bey’dir. İki parti de fikir ayrılıkları olsa da devletin bekası / kalıcılığı – devamlılığı  için çaba göstermektedir.

Yeni Turan yönetimde Türk’lerin söz sahibi olmasını,

Yeni Osmanlı ise Osmanlı’yı oluşturan tüm tebaanın söz sahibi olmasını istemektedir.

Yeni Turan Partisi kadınların desteğini almak için Cuma günleri etkinlik gösteren Cuma okullarını açmıştır.

Mahalle camilerinin yanında küçük odalarla açılan bu okullarda kadınlara eğitim verilmektedir.

Kaya adını kullanan Samiye, burada ders veren öğretmenlerden biridir.

Oğuz Bey ile Kaya’nın geçmişten kalan gönül meseleleri vardır.

Yeni Osmanlılar partisinin başkanı Hamdi Paşa ise Oğuz’u hapsettirir ve Oğuz Bey’in tutuklanmasının kaldırılması karşılığında Kaya’ya kendisiyle evlenmesini  önerir .

Kaya davası uğruna bunu kabul eder ve daha sonra da hastalanır. Oğuz Bey ise sonraları vurulur. Kaya ise Lütfi Bey’in bunu yaptırdığını düşünerek evi terk eder.

————————

MOR  SALKIMLI  EV

————————

Bu eser, Halide Edip Adıvar’ın çocukluk günlerinden başlayarak otuz altı yaşına kadarki yaşam  hikâyesini anlattığı bir anı kitabıdır.

Halide Edip, kendi çocukluğunu, yetişme yıllarını, ilk yazılarını, ilk evlilik ve ayrılığını Mor Salkımlı Ev’de anlatırken bir yandan da Milli Mücadele Döneminin ve İmparatorluğun son dönemlerinin panoramasını ortaya koymaktadır.

———————————–

TÜRK’ÜN ATEŞLE  İMTİHANI

/ SINAVI

———————————–

Kitapta adlan geçen tüm kişiler, tarihi gerçeklikleri olan şahıslardır.

Halide Edip Adıvar yaşadıklarını anlatmıştır.

Ali Fuat Paşa, Kazım Karabekir Paşa, Rauf Bey, Miralay Refet Paşa ve Albay Arif Bey, Mustafa Kemal, Yakup Kadri, Yusuf Akçura bu şahısların önde gelenleridir.

İstanbul’un işgali ile halk ümitsizlikler içerisindedir.

Doğu Anadolu’da da kurulması istenilen Ermeni devletine karşı halk silahlandırılmaktadır.

İzmir ise işgal edilir. İstanbul’da toplantılar düzenlenir. Halide Edipte bu toplantılara katılmaktadır. Bu toplantılar Milli Mücadele için alt yapı  hazırlamıştır.

Mustafa Kemal Anadolu’ya giderek bağımsızlık ateşini yakmıştır.

Halide Edip de iki arkadaşıyla güçlükle Anadolu’ya geçmiştir.

Anadolu’da Yunus Nadi ile Anadolu Ajansını kurmuş ve Milli Mücadele’yi duyurmaya çalışmıştır.

Mustafa Kemal’in başkomutan olmasıyla zaferler bir bir kazanılmıştır.

Düşman yurttan çekilirken zalimlik yapmaktadır.

Yunan  eziyetlerini  incelemek üzere hazırlanan komisyonun başkanı Halide Edip Adıvar’dır.

Yurttan düşman tamamen çıkmış ama geride de büyük bir perişanlık bırakılmıştır.

Halide Edip gururlu ama bir o kadar da üzgün olarak İstanbul’a tekrar dönmüştür.

————————-

DAĞA ÇIKAN KURT

————————-

Dağa Çıkan Kurt, Milli Mücadele’de sahne arkasında kalan kahramanların kitabı.

Bir yandan işgal ordusuyla, bir yandan da açlıkla, hastalıkla savaşan Anadolu halkının ve Kuva-yı  Milliye birliklerinin serüvenleri, bu hikâyelerde Halide Edib’in cephe gerisi tanıklığıyla sunuluyor.

—-

Dağa Çıkan Kurt kitabı insana  hayali – gerçekle ilgisi yok  gibi gelen kısa bir öyküyle başlar.

Uzun zamandır bir kurt şiiri bekleyen yazar, şiir gelmeyince kendi kendine kurt hayalleri kurar.

Orman âlemi birbirine girer, öyle ki talan edilmedik yuva kalmaz.

En sonunda bütün hayvanlar bir anlaşmaya varır ancak ormandaki huzursuzluğun sebebinin kurt olduğu ortaya çıkar.

Bu yüzden hayvanlar kurt âlemine saldırır ve kurt intikam almak için dağa çıkar.

Halide Edip Adıvar’ın kalemi bazı yerlerde insanı boğacak kadar süslü olabilirken bazı yerlerde fazlasıyla yalın.

Yine de kitapta ki her öykünün ayrı bir anlamı var.

Savaş ne demek ve bir savaş bir milletten neleri götürür?

Görmeden, duymadan ve bilmeden yaşamak yerine anlayarak yaşamanın gerekli olduğu bu dünyada okunmaması kayıp olacak bir roman.

——————-

Türk  Milletim adına teşekkür ediyor,

Saygı ve Rahmetle anıyorum .

İdris Kulaçoğlu . 2.2.2019 11:30 çalışma odam .

Reklam