HASAN ALİ YÜCEL
———————–
( 17.12.1897 İst / 26.2.1961 İst )
Devlet adamı , eğitimci , yazar .
(Şair Can Yücel’in babasıdır.)
Babası Ali Rıza Bey . ( Göreleli posta bakanı Hasan Ali Efendi soyundandır.)
Annesi Neyire Hanımdır. (Japonya kıyılarında batan Ertuğrul Fırkateyninin kaptanı Deniz Albay Ali Beyin torunudur.)
—-
1901 yılında , Laleli’deki Yolgeçen okulunda eğitime başladı.
Yazma ve öğrenme yeteneği üst seviyedeydi.
1903 de , ailesinin Gümüşsuyu’na taşınması sonucu Topkapı’daki Taş okluna gitti.
1906 yılında , 9 yaşında iken Mektebi Osmaniye gönderildi ve 1911 de üstün başarı ile bitirdi.
11.4.1915 de 1.dünya savası sırasında askere gitti.
Astteğmen , Teğmen olarak 3.5 yıl askerlik yaptı . (2.12.1918 )
Eğitim hayatı sırasıyla Mekteb-i Osmani, Vefa İdadisi / lisesi, Cağaloğlu Darülmuallimin-i Aliye (Yüksek Öğretmen Okulu) okullarında geçer.
İstanbul üniversitesi / Darülfünunda Hukuk bölümüne girdi.
1919 da , Hukuk bölümünü bıraktı ve İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümü’nü 30.6.1921 de bitirdi.
19 .12. 1922 yılında öğretmenliğe başladı.
( 1961 – 1968 arası , son 3 yılı yatılı olarak okuduğum güzel okulum . Kimleri yetiştirmişsin ! ) İdris Kulaçoğlu.
—-
Öğrencilik yıllarında sürekli gittiği İkbal kıraathanesinde Yahya Kemal Beyatlı (
2.12.1884 Üsküp / 1.12.1958 İst. ) şair, yazar, siyasetçi, diplomat ve Ahmet Hamdi Tanpınar (23.6.1921 / 24.1.1962 ) şair, romancı, deneme yazarı, edebiyat tarihçisi, siyasetçi ve akademisyen ile arkadaşlık kurdu.
—-
Akşam gazetesinde ‘’ Pazartesi konuşmaları ‘’ isimli köşe yazıları yazdı.
—-
Arkadaşı Necati Tansel’in kızkardeşi Gülsüm Refika Hanım ile evlendi .
19.12.1922 de , İzmir erkek öğretmen okuluna Türkçe ve edebiyat öğretmeni olarak atandı. İzmir işgal altında idi .
İzmir’de bir grup meslektaşıyla , Ahmet Ağaoğlu ( 1869 / 19.5.1939 ) , Yusuf Akçura ( 1876 / 11.3.1935 ) , Fuat Sabit Ağacık ( 1887 / 15.4.1957 ) , Mehmet Emin Yurdakul ( 1869 / 14.1.1944 ) , Ziya Gökalp ( 23.3.1875 / 25.10.1924 ) Muallimler / öğretmenler Birliği ve Türk Ocağını kurdu.
M.Kemal ile ilk kez tanıştı.
—-
1.2.1923 de , İstanbul’a döndü ve Laleli’ye yerleşti.
1924 yılında Kuleli Askeri Lisesine atanan Yücel, burada edebiyat öğretmenliği yaptı. Ve hemen arkasından da İstanbul Erkek lisesi’ne felsefe öğretmeni olarak atandı.
1926’dan itibaren – başlayarak İstanbul Erkek Lisesi’nde felsefe ve içtimaiyat (Sosyoloji) öğretmenliği ile Galatasaray Lisesi malumat-ı vataniye / Vatan bilgileri öğretmenliği yaptı.
1927’de sona eren öğretmenlik yıllarında, “Felsefe Elifbası “, “Süri ve Tatbiki / uygulamalı Mantık”, Hıfzı Tevfik Gönensay ( 1892 Selanik / 13.12.1949 İst.) edebiyat tarihçisi ve Hamamizade İhsan ( 4.2.1885 Trabzon / 11.5.1948 İst. ) divan şairi, gazeteci, eğitimci ve halk kültürü araştırmacısı ile birlikte yazdığı “Türk Edebiyatı Numuneleri / örnekleri ” adlı eserlerini yayınladı.
—-
1927 başında, Reşat Şemsettin Sirer (1903 Sivas / 2.10.1953 ) siyasetçi ve bürokrat ile birlikte “Mıntıka Müfettişleri / Bölge denetçileri ” unvanıyla İstanbul Maarif Emirliğine verildi. Hasan Ali Yücel , 1929 sonunda İkinci Sınıf Maarif Müfettiş Umumiliğine / Genel eğitim denetçiliğine yükseldi ve Maarif Emirlikleri kaldırılınca Maarif Vekaleti Teftiş Kurulu Üyesi oldu.
—-
1930’da Maarif Vekili / Eğitim Bakanı Cemal Hüsnü Toray , kendisini araştırma ve inceleme göreviyle Paris’e gönderdi. 1930’un sonunda, geniş bir inceleme ve araştırma dosyasıyla Türkiye’ye döndü.
1936 da , bu incelemesini “Fransa’da Kültür İşleri” adıyla yayındı.
—-
1931 yılında bazı inceleme ve denetleme yapmak için Atatürk ile birlikte 3 ay sürecek bir yurt gezisine çıktılar. Söz konusuu denetleme gezisinden bir yıl sonra, dil devrimim doğru temeller üzerinde geliştirmek düşüncesiyle, 12 Temmuz 1932’de Türk Dili Tetkik Cemiyeti kuruldu.
Cemiyet’in Etimoloji Kolu Başkanlığına getirildi.
—-
3.3.1931 yılına kadar devam eden M.Kemal’in yurt içi gezilerine eşlik görevini yerine getirdi.
—-
1932 yılında, batıdaki benzerleri örnek alınarak kurulan, öğretim üyeleri yurtdışında okumuş kişilerden oluşan Ankara Gazi Eğitim Enstitüsü’ne müdür olarak atandı.
26.9.1932 de , 1.Türl Dil Kurultayının ilk toplantısında etimoloji / köken bilimi kolu başkanlığı yaptı.
—-
1933 yılı sonunda Maarif Vekaleti Orta Tedrisat – Öğretim Umum – genel Müdürlüğü’ne atandı.
Bu dönemde, üniversiteye geçişteki önemi nedeniyle liselerde reform düşüncesi üzerine yoğunlaştı.
—-
1934’te Cumhuriyet Halk Partisi’ne dilekçe vererek “Milletvekili adayı olarak önerilmesini sağlar ve İzmir Milletvekili olarak Meclise girdi .
—-
28 .12. 1938’de, 41 yaşında iken, Celal Bayar kabinesinde Maarif Vekili / Hükümetinde eğitim bakanı oldu.
—-
Özellikle Cumhurbaşkanı 1.İnönü’nün desteğiyle, yakın çalışma ve dost grubunun katılımıyla büyük bir reform hareketi başlatır ve gerçekleştirir.
Köy enstitüleri tasarımının sahibi İsmail Hakkı Tonguç ‘u ( 1893 / 24.6.1960 ) eğitim bilimcisini destekledi .
17.Nisan. 1940 da Köy Enstitüleri kanunu çıktı .
‘’ İş , iş içinde , işle birlikte ! ‘’
Hasanoğlu köy enstitüsünde bünyesinde kurulacak olan ‘’Yüksek köy enstitüsünün ‘’ oluşturulmasına öncülük etti.
Köy enstitülerini kurarak eğitim ve bilimi Türk köylerine kadar ulaştırdı.
—-
17.7.1939 da , Hasan Ali Yücel başkanlığında bilim adamları , eğitimciler, yazarlar , sanatkarların katıldığı eğitim sisteminin ilkelerini belirlemek amacıyla oluşturulan 1.Eğitim şurası / danışma kurulu toplandı.
Sanata çok değer veren Hasan Ali Yücel 31.10.1939 da 1.Devlet resim ve heykel sergisini açtı.
15- 21 .2.1943 de , eğitim danışma kurulu ikinci kez toplandı.
Tebliğler / bildiriler dergisi ve İlk öğretim dergisi yayınlandı.
6.6.1941 de , 1. Coğrafya kongresi toplandı.
—-
Ankara Fen ve Tıp yüksek okullarını , İzmir yüksek ticaret ve ekonomi okulunu ,Edirne öğretmen okulunu açtı.
—-
1945 de , 4-20 Kasım arasında Londra’da toplanan ve 43 ülkenin katıldığı UNESCO toplantısında ülkemizi temsil eder.
—-
O’nun döneminde, Ankara Fen Fakültesi (1943),
İstanbul Teknik Üniversitesi (1944.)
Ankara Tıp Fakültesi (1945) kurulur.
—-
15 Haziran 1946’da , dört yıl gibi bir hazırlıktan sonra, 4936 sayılı Üniversiteler Yasası çıkarılır.
—-
Hasan Ali Yücel, 5 .8.1946’da 7 yıl ve 7 ay sürdürdüğü Millî Eğitim Bakanlığı görevinden istifa etti. İstifasından sonra gazetecilik görevine dönen Yücel, dönemin etkin gazetelerinden Ulus’ta yazılar yayınlar.
1950 yılında hem Ulus gazetesinden hem de CHP’den ayrılır.
—-
1950-1960 arası bu son dönemde, Cumhuriyet’te ” Köşemden ” başlığı altında yazılar yazar, yurtdışı gezilere çıktı. Kıbrıs ve İngiltere gezilerinden sonra izlenimlerini, düşüncelerini “Kıbrıs Mektupları ” ve ” İngiltere Mektupları ” adıyla yayınlar.
—-
Bir süre (1956’dan başlayarak ) İş Bankası Yayın İşlerini yönetti .
———
Eserleri
———
Goethe, Bir Dehanın Romanı (1932) madalya aldı.
Türk Edebiyatına Toplu Bir Bakış (1932)
Pazartesi Konuşmaları (1937)
İçten Dışa (1938)
Türkiye’de Ortaöğretim (1938)
Davalar ve Neticeleri (1950)
Hürriyete Doğru (1955)
İyi Vatandaş İyi İnsan (1956-1971)
Kıbrıs Mektupları (1957)
Edebiyat Tarihimizden (1957)
İngiltere Mektupları (1958)
Türkiye’de Maarif (1959)
Hürriyet Gene Hürriyet (1960-1962, 2 cilt)
—-
Şiirlerini önce aruzla, sonra heceyle yazdı.
Dönen Ses ( 1917 – 1933 arası didaktik / öğretici şiirleri )
Sizin için ( şiir kitabı )
Dinle Benden.( Düz yazı )
—-
Asıl önemli yanı Türk kültürü ve eğitimine yaptığı unutulmaz hizmetlerdir.
—-
1960’ta bunu da bırakır. Bu dönemde sağlığı iyice bozulan Yücel 26.2.1961 sabahı, İstanbul’da misafir olarak kaldığı Prof.Dr. Tevfik Sağlam’ın ( 27.5.1882 / 1963 ) bilim adamı, askeri hekimin evinde enfarktüs’ten öldü.
————
ATATÜRK
————
Türk’ü ölümden
Odur kurtaran
Odur yeniden
Türklüğü kuran.
—
Yaptığı ordu
Düşmanı kovdu.
Ulusu, yurdu
Odur yaratan.
—
Türk’ün dileği
Onun ereği.
Yüce yüreği
Türklüğe vatan.
—
Bu memleketi,
Cumhuriyeti
Canıyle etti
Bize armağan.
—
Atamızsın sen,
Adımız senden.
Yürür izinden
Sana inanan.
—
Ülküm yürüsün,
Türklük büyüsün
Sen Atatürk’sün
Ey yüce Başkan!
—————–
AĞAÇ VE SEN
—————–
Bir ağaç altındasın, her dalı binbir çiçek,
Gün gelip bu çiçekler sana yemiş verecek.
—
En yüksek dallarında, bunların olgunları;
Gözünü onlara dik, alçaklarından el çek.
—
İstiyorsan erişmek yüksekteki dallara
Vücutça kuvvetli ol, zekaca büyüyerek.
—
Yavrum, bunun çaresi okuyup öğrenmektir,
Yoksa hep boşa gider çektiğin bunca emek!
—
Bilgi en büyük kuvvet, yaşayıp yaşatmakta;
Fakat faydasız kalır temiz olmazsa yürek!
—
Sevmeğe başla yavrum, ananın kucağında;
Vatana sevgin, her şeyden üstün gerek.
—
Kafanda bilgi dolu, yürekte sevgilerin,
Yürü, engel tanıma yolundan döndürecek.
—
Gözün yukarda olsun, gönlün yüceliklerde.
Başın dimdik, yüzün ak, alnın açık, gözün pek,
—
Yere düşen, kirlenen hiçbir şeye eğilme,
Şahin ol, yılan olma; sürünmektir eğilmek!
—
Her ülküye emekle, çalışmakla erilir.
Bahtiyarlık istersen ömür sür didinerek.
—
Yücel yavrum, Türklüğün her ümidi sendedir.
Vatan demek sen demek, sen demek vatan demek.
————
23 NİSAN
————
Yirmi üç Nisan…
Yurdu koruyan,
Yarını kuran,
Sen ol çocuğum.
Eskiyi unut,
Yeni yolu tut,
Türklüğe umut,
Sen ol çocuğum.
Bizi kurtaran,
Öndere inan,
Sözünü tutan,
Sen ol çocuğum.
Küçüksün bugün,
Yarın büyürsün
Her işte üstün
Sen ol çocuğum.
Çalışıp öğren,
Her şeyi bilen
Yurduna güven
Sen ol çocuğum
————————–
ÖYLE Mİ BÖYLE Mİ
————————–
Hasretten usandı, vuslat darına,( Özlem – kavuşma )
Uçmasan bir türlü, uçsan bir türlü.
Halkın arasından hak diyarına,
Kaçmasan bir türlü, kaçsan bir türlü.
—
Hilkatın sırrını gönlümden aldım,( Yaratılışın)
Erdikçe gününe hayrete daldım,
Hilkatın kapısın “Hu” deyüp çaldım
Açmasam bir türlü, açsan bir türlü.
—
Hey Ali uygundur özüme sözün
Doğmadan açılmış hakikat gözün.
Ummandan topladın incidir sözün,( Denizden )
Saçmasan bir türlü, saçsan bir türlü.
———————
YUNUS EMRE’YE
———————
Hakikat aşkına ermek diledim,
“ Hayret şarabından iç ” dedin bana.
Senden duyduğumu sana söyledim,
“Bu kuru sözlerden geç” dedin bana.
—
Varlığı, yokluğu sordum özüne,
Sustun, bir damla yaş geldi gözüne.
Ölüm nedir dedim bakıp yüzüne
Yüzüme bakıp da “ Hiç ” dedin bana.
———
EKMEK
———
Çiftçi sürer tarlayı
Sonra eker buğdayı
Boy verir azar azar
Saplar gittikçe uzar
Başaklar olgunlaşır
İçleri dolgunlaşır
Yazın artınca sıcak
Sararır her bir başak
Biçerler ekinleri
Şenlenir harman yeri
Olup bitince harman
Ayrılır buğday saptan
Güzel kokulu ekmek
Olmaz seni sevmemek
Sensin yemeklere baş
Her yemeğe arkadaş
Bağrımda yadını dağlıyorum, bak.
Ben de senin gibi ağlıyorum, bak.
Eriyip izinde çağlıyorum, bek.
“Eğil göz yaşından iç” dedin bana.
——-
ŞARKI
——-
İlham arayan gözlerle bir pembe şafaksın
Elbet doğacaksın, yanacaksın, yakacaksın.
Bir ufuk olayım ben sana, sihrin bana aksın
Elbet doğacaksın, yanacaksın, yakacaksın.
—
Kurtar beni artık sonu gelmez gecelerden
Bilsen ki bu sevda bana geçtir, sana erken
Ruhumda bütün başka emeller sönüyorken
Elbet doğacaksın, yanacaksın, yakacaksın
———————–
SEVGİLİYE KOŞMA
———————–
Görmesem yüzünü kör olur gözüm
Gözlerim, yüzüne bakmak içündür.
Adında tutuşur en yakın sözüm
Hitabım, kalbini yakmak içündür!..
—
Ağlarsam, sebebi, arama nedir
Hasretim, ağlayan gözlerinedir.
Bu gidiş, içimden ta içinedir
Gözyaşım, gönlüne akmak içündür!..
—
Sendeki baharı bulamam gülde
Güzüm bahar olsun, yüzüme gül de,
Bir kızıl çiçektir aşkın gönülde,
O çiçek, göğsüne takmak içündür!..
———-
SAATİM
———-
Kara gözlü saatim,
Ak yüzün yusyuvarlak.
Uyanınca erkenden
İlk işim sana bakmak.
—
Geç mi kaldım okula
Sen olmasan bilemem.
Saati, benim gibi,
Senden öğrenir annem.
—
Ben daha uykudayken
Sen çın, çın, çın edersin.
“Kalk artık, yeter uyku,
“Yediye geldim” dersin.
—
On ikiyi çalarken
Gösterirsin öğleyi.
Sanki dersin bize sen:
İşte öğle yemeği!
—
Yarı gece olunca
Yirmi dörde gelirsin.
Bir gün süren yolunu
Sevinçle bitirirsin.
—
Sonra gene, “bir!….. deyip
Başlarsın yeni güne.
Durmadan, yorulmadan
İşlersin döne döne.
—
Sana benzerim ben de.
Bıkmadan çalışırım.
Vaktinde iş yapmaya
Küçükten alışırım…
—————–
GÜNEŞ BABA
—————–
Sırtında kızıl aba,
Sevgili güneş baba
Yakmış gökte ocağı;
Ateş dolu kucağı.
—
Hiç durmadan çalışır
Ocağa ateş taşır.
Bizi yaşatan odur.
Onsuz varlık yok olur.
—
Başağı olduran kim?
Buğdayla dolduran kim?
Gelmese ondan sıcak
Bizi kim ısıtacak?
—
Günü aydınlatan sen;
Bize ışık vermesen
Karanlıkta kalırız:
Güneşsiz bunalırız.
——
DERE
——
Nerden alır suyunu,
Kardan mı, yağmurdan mı?
Şu nazlı dereciğin
Yatağı çamurdan mı?
—
Bilmez durup dinlenmek.
Kış, yaz demeyip akar.
Ovanın her yerini
Sular ile o yıkar.
—
Haz duyar ağaçlardan
Serinlik döküldükçe.
Hayat saçar her yana
Kıvrılıp büküldükçe.
—
Duyulur türkülerin
En coşkunu sesinden.
Ferah veren bir hava
Yayılır nefesinden.
—
Durma gez, dolaş yurdu
Ak dere, berrak dere !
Gezdiğin topraklara
Bolluklar bırak dere!..
———–
KELEBEK
———–
Yel estikçe uçuşan
Yapraklara benziyor.
Durmadan, yorulmadan
Daldan dala geziyor.
—
Kanatları ipektir,
Bozulur dokununca.
Sanki canlı çiçektir
Açar bahar olunca.
—
Üstündeki renkleri
Seyretmeğe doyamam.
Yapamaz böylesini
Benim diyen her ressam.
—
Ben onu çok severim,
Koşup tutmak isterim.
Fakat kaçar yaramaz,
Uçmadan yaşayamaz.
Hasan Ali Yücel ‘in ruhu ŞAD olsun .
————————–
Atatürk Yüksek Kurumu, Hasan Ali Yücel’in vefatının 50. yıldönümünde (2011) Farklı Kültürlerin Temel Düşünce, Bilim ve Sanat Eserlerini Türkçeye Çeviri Hareketi Projesi’ni başlattı.
Çeviri Hareketi Projesi’nin başkanlığını Prof. Dr. Bahaeddin YEDİYILDIZ ( 1945 Ordu / ) Türk Tarih Kurumu üyesi , tarihçi yürütmektedir. Proje – tasarım hakkında bilgi almak için www.cevirihareketi.org adresini ziyaret edebilirsiniz.
————
Kaynakça
————
—————————-
Cumhuriyet döneminin en önemli Milli eğitim bakanıdır .
Çıtayı o kadar yükseklere çıkarttı ki , kendisinden sonra gelen milli eğitim bakanları başarılı olamadılar.
Kendim ve Türk milleti adına sevgi ve saygılarımı sunuyorum .
Rahmetler diliyorum .
İdris Kulaçoğlu . 5.1.2019 12:23 çalışma odam .