Tokat’lı Ali ve Annesinin mektupları ÇANAKKALE’NİN ÖZÜDÜR.
” BİZDE 3 ŞEY İÇİN KINA YAKARLAR OĞUL !
1- GELİNLİK KIZLARA !
Ailesine , çocuklarına KURBAN OLSUN diye …..
2- KURBANLIK HAYVANLARIMIZA !
Allah’a KURBAN OLSUN diye ….
3- ASKERE YOLLADIĞIMIZ YİĞİTLERİMİZE !
Vatana KURBAN OLSUN diye …..
——
İşte bunun için ÇANAKKALE ‘ de yaşanılanlara DESTAN SÖZCÜĞÜ YETERSİZDİR ….
İşte bunun için batı insanı , 1000 lerce yıllık BİR OLMAMIZI – BİRLİK OLMAMIZI / KÜLTÜRÜMÜZÜ /
AİLE YAPIMIZI doğru tanımlayamaz / anlayamaz ….
——
57 . ALAY
————
“Ben size taarruz emretmiyorum ölmeyi emrediyorum.
Biz ölünceye kadar geçecek zaman içinde yerimize başka kuvvetler ve
kumandanlar gelebilir.” M.Kemal .
———–
57. Alay, Çanakkale Savaşı’nın başlangıcı olan Anzak Çıkarmasını durdurmak
için 15. Nisan. 1915 sabahı harekete geçen efsaneleşmiş bir alaydır.
19. Piyade Tümenine bağlı üç alaydan biri olan 57. Alay, 1 Şubat 1915’de
Tekirdağ’ın Yarkışla mevkiinde kurulmuştur. Bu şanlı birliğin kahraman
kumandanı Yarbay Hüseyin Avni Bey’dir.
( Tümen : 10 bin askerden oluşan kuvvet. )
57. Alay, 23 .Şubat. 1915’te Çanakkale’ye doğru yola çıkmış ve 25. Şubat.
1915’te Eceabat’a gelmiştir. 19. Piyade Tümeni’nin bağlı olduğu 5. Ordu
Komutanlığı’nın Enver Paşa tarafından kurulmasının ardından 57. Alay, yedek
kuvvet olarak 26. Mart .1915’te Bigalı Köyü’ne geçti.
Bu tarihten 24. Nisan. 1915 tarihine kadar 57. Alay, Yarbay Mustafa Kemal ve
Binbaşı Hüseyin Avni Bey tarafından Bigalı Köyü’nde sürekli eğitime tabi
tutuldu.
57. Alay, Bigalı Köyü’ndeki eğitim ve tatbikatlarını / uygulamalarını sürdürdüğü
sırada 5. Ordu tarafından yeri değiştirilmek istendi fakat düşman kuvvetlere
çıkartmaların yapılacağı noktaya en yakın yerlerden biri olmasından dolayı
Mustafa Kemal, 57. Alayın Bigalı Köyü’nde kalmasında ısrarcı oldu ve bunda da
başarı sağladı. Böylece 57. Alay, Bigalı Köyü’nde kalmıştır.
—-
25 .Nisan .1915 Pazar sabahı, Mustafa Kemal, kendisine herhangi bir emir
gelmiş olmamasına rağmen düşman çıkartmasını haber alır almaz kişisel
inisiyatifiyle / öngörüşü ile Conkbayırı’na doğru hareket etti.
Conkbayırı’na hareket eden 3 taburu ve bir dağ bataryasını oluşturan yaklaşık
3687 subay ve askeriyle 57. Alay, bizzat Mustafa Kemal’in yönetiminde
kendisinden 4-5 kat büyük bir orduya karşı saldırıya geçmiştir. 57. Alay,
çatışmalarda askerlerinin üçte ikisini kaybetmiş (57’nci Piyade Alayının
Çanakkale Muharebelerindeki kaybı ise 1.731 şehit, 543 kayıp olmak üzere
toplam 2.274 kişidir.), savaşın ortasında takviye edilmiştir.
————————————–
25 NİSAN 1915’TE NE OLDU?
————————————–
24. Nisan’ı – 25 Nisan’a (1915) bağlayan gece yarısı 01.00 civarında, 70.000’e
yakın Avustralyalı, Yeni Zelandalı (Anzaklar) İngiliz, Fransız ve Hint askeri,
gemilere doluşur. Plana göre Gelibolu Yarımadasındaki Arıburnu ile Seddülbahir
sahillerine ve Anadolu’daki Kumkale sahiline çıkarma yapılacak ve Donanma da
Türk siperlerini cehenneme çevirecektir. Sahillerdeki siperlerinde ise bu koca
orduyu karşılayacak olan, bir avuç Mehmetçik’tir.
—
Çanakkale Boğazı’nın savunulması için kurulan 5’inci Ordunun başına, Alman
General Liman von Sanders atanmıştır.
Arıburnu ve Seddülbahir sahillerinin savunulması 9. Tümen’e verilir ve tarihe
geçmeye hazırlanan 19. Tümen de ihtiyatta kalacak şekilde Bigalı’da
konuşlandırılır.
—
Saat 03.00’te gemilerde bulunan Anzak askerleri filikalara binerler.
Askerlere;
“ İlk siper hattı soğuk çeliğin ucuyla alınacak ” şeklinde emirler verilir.
—
Kıyıda ise, 9. Tümen 27. Alay 2. Tabur 4. Bölük’te görevli 250 kadar askerimiz
silah başı yapmış, beklemektedir.
Yarımada’daki su akıntısının Kuzey yönünde olması sebebi ile hedeflenen
bölgeden sapan Anzaklar, sabah 7.00 civarında toparlanır ve sahilden tepelere
doğru harekatlarına başlarlar.
25. Nisan.1915 sabahı 4. Bölük, karaya çıkmış olan Anzakları 4 saat boyunca
Durdurmayı başarır ve sadece bir avuç kalıncaya kadar kendilerini feda ederler.
—
Aynı anda yarımadanın güneyindeki Seddülbahir bölgesinden de çıkarma
haberleri gelmeye başlar; Arıburnu bölgesine takviye / destek gönderilmesi bir
hayli gecikir.
Bölgeye en yakın birlik Yarbay Mehmet Şefik Bey’in emrindeki 27. Alay’dır.
Sonunda beklenen emir çok geç de olsa gelir ve 27. Alay var gücüyle Kabatepe –
Arıburnu hattına doğru yola çıkar. Fakat durum çok kritiktir.
Karaya çıkmaya devam eden ve ilerleyen Anzakları durdurmak için süngü
hücumuna kalkan 2.000 askerin 27. Alay’ın ; Kocaçimen Tepesine 2,5 km. gibi
bir mesafeleri kalmış olan 15.000 civarındaki Anzak askerini daha fazla
durdurabilmesi imkansızdır / olanaksızdır.
—
İŞTE BU ÖLÜM KALIM ANINDA TARİH SAHNESİNE, HENÜZ 34 YAŞINDA OLAN BİR KURMAY YARBAY ÇIKACAK VE KARAR VERME YETKİSİNİ KULLANARAK TARİHİN AKIŞINI TAMAMEN DEĞİŞTİRECEKTİR. BU GENÇ YARBAY, 19. TÜMEN KOMUTANI MUSTAFA KEMAL’DİR.
—
MUSTAFA KEMAL, Ordu karargâhından da emir beklemeksizin, en önde 57. Alay
olmak üzere derhal Kocaçimen Tepesine doğru harekete geçer.
Mesafe 9 km’dir. Emrindeki 72. ve 77. Alaylara da harekete geçecek şekilde
hazır olmaları emrini verir.
Kocaçimen’e varıldığında yorgun düşmüş asker soluklanırken kendisi de emir
subayı ve bir kaç erle birlikte on dakika mesafedeki Conkbayırı’na doğru
yürüyüşe geçer.
O sırada, beş saattir düşmanla boğuşan ve eriyerek geri çekilen bir avuç asker
de Conkbayırı’na doğru geri çekilmektedir.
O tarihi karşılaşmayı YARBAY MUSTAFA KEMAL şu şekilde anlatır:
—
“
Bu esnada sahili savunmakla memur / görevli olan müfreze efradının /
askerlerinin kaçmakta olduğunu gördüm.
( Müfreze : Türlü askeri görev ve hizmetlerin yapılması için, küçük
birliklerden, belli bir kuruluşa bağlı kalmadan geçici olarak oluşturulan
grup. )
Bizzat bu efradın / askerlerin önüne çıkarak, niçin kaçıyorsunuz dedim.
Efendim düşman, dediler.
Nerede, dedim.
İşte diye 261 rakımlı tepeyi gösterdiler.
Gerçekten de düşmanın bir avcı hattı 261 rakımlı tepeye yaklaşmış ve ileri
doğru yürüyordu.
Artık bir mantık yürütmeyle mi içgüdü ile mi bilemiyorum bu kaçan efrada
bağırarak düşmandan kaçılmaz dedim.
Cephanemiz kalmadı, dediler.
Cephaneniz yoksa süngünüz var dedim ve bağırarak bunlara süngü taktırdım ve
yere yatırdım.
Bunlar süngü takıp yere yatınca düşman askerleri de yere yattı.
Kazandığımız an işte bu andır. ”
—
Bu arada çok sıradışı bir olay yaşanır. Tepelere doğru geri çekilen Türk
askerlerini takip eden Anzakların başında Yüzbaşı Tulloch,
“Bir Türk subayının, kaçan erleri durdurduğunu gördüm, subaya ateş ettim
ancak onu vurmayı başaramadım.” der.
O subay, Yarbay Mustafa Kemal’dir.
25 .Nisan günü kader tersine döner; 27. ve 57. Alayların taarruzları / saldırıları ve
sonradan 19. Tümen’e bağlı diğer iki Alay’ın da yetişmesi ile akşama doğru
Anzak birlikleri çok dar bir kıyı şeridine hapsolunur. O kanlı gün bittiğinde
Arıburnu’nda Anzak birliklerinin geldiği hat, 8 ay boyunca hemen hemen aynı
kalacaktır.
—-
57’nci Piyade Alayı;
Birinci Dünya Savaşı’nda Çanakkale, Galiçya, Sina-Filistin cephesi olmak üzere
üç cephede savaşmıştır.
13 Ağustos 1915’te 57. Alay komutanı olan Hüseyin Avni Bey, karargâha düşen
bir top mermisiyle şehitlik mertebesine ulaşmıştır.
Hüseyin Avni Bey’in yerine atanan Binbaşı Hayri Bey, alayı Keşan bölgesinde
konuşlandırmış ve alay, eksikleri giderildikten sonra 19. Tümenle birlikte 15.
Kolordu bünyesinde Galiçya Cephesi’ne gönderilmiştir.
57. Alay, Galiçya Cephesi’nde büyük yararlılıklar göstermiş, alayın mevcudunun
çok büyük bir kısmı buradaki çatışmalarda kaybedilmiştir. Mevcudu çok azalan
ve sadece 1100 kişi kalan 57. Alay, cephe gerisine alınarak eksikleri giderildikten
sayıca arttırıldıktan sonra yeniden cepheye alınmıştır fakat Rusya’da patlak
veren Bolşevik Devrimi’nin ardından Galiçya Cephesi’ndeki savaş sona ermiştir.
—-
15. Kolordu ise bu sefer Sina ve Filistin Cephesi’ne yollanmıştır.
57. Alay burada da çok faydalı olmasına rağmen burada iken birçok
muharebelere / savaşlara katıldığı, son olarak Nablus Meydan Muharebesi’nde
İngilizler tarafından çembere alındığı hemen hemen mevcudunun iki gün
içerisinde ¾’ünü kaybettiği ve daha sonra muharebe gücünü yitirerek İngilizlere
bağlı Avustralya Tugayına esir düştüğü bilinmektedir.
—-
Bu kahramanların anısına o günden beri Türk ordusunda 57. Alay
bulunmamaktadır.
57. Alay, dünya üzerinde en çok madalya sahibi olan alay olduğu için dünyanın
en kahraman alayı olarak nitelendirilmektedir.
—-
Çanakkale Savaşı’nda tamamının şehit olduğu zannedilen 57. Alay,
Çanakkale’nin ardından Galiçya’ya sonra da 29 Temmuz 1917-23 Eylül 1918
tarihleri arasında Sina ve Filistin Cephesine gönderilmiştir.
—-
Alayın sancağının da Avustralya’da bulunduğu yönünde yanlış görüş / düşünce /
değerlendirmeler sık sık yer almakta ve bu durum görsel ve yazılı basın (gazete,
tv. Radyo, internet siteleri) tarafından zaman zaman halka sunularak zihinler /
akıllar karıştırılmaktadır. Günümüze kadarki sürede, 57.Alay Sancağı nerede
sorusuna dair herhangi bir bilgi sonuca ulaşılamamıştır.
Ancak, Türk ordu geleneğinde sancak kutsaldır ve asla yere düşürülmez,
düşmana teslim edilmez, bu görüş göz önünde bulundurulduğunda, en son
Filistin Cephesinde savaşan Alay’ın İngilizler tarafından esir alınırken, sancağını
teslim etmeyerek imha etmiş olmasının kuvvetli bir ihtimal / olasılık olduğu
değerlendirilmektedir.
57.Alay şehitliği, Çanakkale Gelibolu Yarımadası’nda Kanlısırt’ta bulunmaktadır.
İşte o kahramanlar, hala oradalar hala o tepeyi bekliyorlar !
Ruhları ŞAD olsun. / Sevinçle – mutlulukla dolsun .
İdris Kulaçoğlu . 18.Mart.2020 çalışma odam.