KUMUK TÜRKLERİ

( KAMIKLAR )

——————

Kumuklar , Dağıstan  bölgesinin en eski ve köklü halklarından biridir.

Kumık, Kumıh, Kumuh, Gumık ve Gumuh şekillerinde de yazıldığı görülen ismin

geçtiği en eski kaynak bir bey adı olarak kaydedildiği Divanü lugati’t-Türk’tür

(Divanü lugāti’t-Türk / Tercümesi, c.3 , s. 339 )

Nüfusu 650 000 kişi.

Kumuk Türklerinin çoğunluğu, 250 000 kişi Rusya Federasyonuna bağlı  

Dağıstan Özerk Cumhuriyetinde, geriye kalan diğer çoğunluk yaklaşık  50 000

kişi  de Çeçen ve  Osetya  Özerk Cumhuriyetlerinde yaşarlar.

Kumuk Türkleri , Kuzey Kafkasya’daki  Kumuk ovasının ve Dağıstan’ın dağlık

kesiminin  yerli boylarındandır.

Evliya Çelebi bu beyliğin toprakları için “ Kumuğistan” ve “Dağıstan-ı Kumuk ”

Kavramlarını  kullanmıştır (Seyahatname, c.2 , s. 305)

Şamhal Çoban’ın 1578 de  ölümü üzerine yerine geçen oğlu Sultan But

zamanında idare merkezi Temürhan-Şura’ya götürülmüştür.

—-

Buynakski, Hasavyurt, Mohaçkale / Mahaçkala , İzberbaş  ve Derbent

şehirlerinde, ayrıca Kayakent ve Kaytak eyaletleri ile, Mohaçkale

yöresindeki altı köyde yerleşmişlerdir.

1. Katkasya’da Azerbaycan  Türklerinin dışında en kalabalık Türk  topluluğu

Kumuklar oluşturmaktadırlar.

Köken  olarak  Kıpçak ve Oğuz boylarının karışmasından  meydana  geldikleri

düşünülür.

Delikanlı, mert, korkusuz, sözünün eri  insanlardır .

—-

1765 de Kumuklar’ın egemenliğinde  topraklar Hazar denizi sahilinde yer alan

çok dar bir bölgedir.

1859  da , Şeyh Şamil’in Ruslar’a karşı verdiği uğraşın sonucu olarak  

başarısızlığa  uğramasının  ardından Kumuklar ve diğer Dağıstan toplumları  

1867 yılına kadar Çarlık Rusyası’nın egemenliği  altına girdiler.

—-

Sovyet rejiminin dağılmasının ardından Dağıstan’da ilk millî teşkilât Kumuklar tarafından kuruldu.

Sovyetler’in dağılmasından sonra Salav Aliyev liderliğinde kültürel, siyasi ve

ekonomik hakların savunulması amacıyla kurulan Tenglik / teklik, birlik adındaki

milli teşkilatın / öluşumun – örgütlenmenin etrafında toplanan Kumuklar, 1991

yılında üzerlerinde baskı kurmaya çalışan Avarlar’a karşı silâhlanarak yer yer

çatışmalara girdiler; çatışmalar ancak özerk hükümetin çabaları ile büyümeden

önlenebildi.

Daha sonra gerek merkezi hükümetin gerekse özerk hükümetin Tenglik’in

Türkçü faaliyetlerinden rahatsızlık duyması üzerine 1994’te Kumuk Halk

Komitesi adıyla bir teşkilât kurulduysa da Kumuk halkı ve aydınları Tenglik

etrafında  toplanmaya ve faaliyetlerini desteklemeye devam ettiler.

1992 de yapılan nüfus sayımına göre Kumuklar yerleşik çiftçiliğe geçmiştir.

Geleneksel tarım alanları olan hububat, meyvecilik ve bağcılıkla uğraşırlar.

Kumuklar’ın yerleşik olduğu bölgeler Dağıstan’ın sanayileşmiş ve tarıma en

elverişli olan alanlarıdır.

—-

Dilleri Altay dil ailesinin Kıpçak ve Oğuz grubuna aittir.

Daha önceleri bütün Türk boylan gibi Arap harflerini kullanan Kumuklar,

1928-1939 yılları arasında Latin harflerini kullanmışlar, 1939 yılından  sonra da

Ruslara has olan Kril harflerini kullanmak zorunda bırakılmışlardır.

Kumukların konuştuğu lehçe Türk dilinin Kıpçak lehçesidir.

Bu lehçe, Kuzey Kafkasya halkı arasına yayılmış Kırım Türklerinin konuştukları

lehçeye, aynı  zamanda yine Kuzey Kafkasya’da konuşulan Karaçay ve Nogay

Türkçesi’ne yakındır. İslam Ansiklopedisi’nde belirtildiğine göre, Kumuk

Türkçesi’nin, Türkçe’nin kuzey-doğu gurubuna dahil bir şivedir.

Diğer taraftan Osmanlı Türkçesi ile Kazak Türkçesi arasında bir yer alır.

Aynı zamanda coğrafi durum, yakın ve sıkı ilişkilerin  bir sonucu  olarak

Türkçe’nin  güney gurubundaki Azerbaycan  koluna doğru bir eğilim  gösteren

özellikleri  de vardır.

—-

Belirgin edebi çalışmaları her ne kadar 18. yüzyılda başlasa da Kumuklar,

kendilerini Hazarlar’ın ve Timur İmparatorluğu’nun mirasçısı kabul ettiklerinden

bu tarihi 9. yüzyıla kadar indirmekte ve İshak b. Kündacık el-Hazeri (ö. 279/892),

Süleyman b. Davud Sekuni (12. yüzyıl), Ümmü Kemal (15. yüzyıl) gibi isimleri ilk

edebiyatçıları  arasında saymaktadırlar.

—————————-

EBU SÜFYAN  AKAYEV

—————————-

Dağıstan’ın ve Kumuk Türkleri’nin en büyük alimlerinden biridir.

8.12.1873  de eski adı ile Temirhan-Şura’nın yakınlarında   Töben Kazaniş

köyünde dünyaya gelmiştir.

Dedesinin adı Taha Ahmed olup, Tarki köyündendir.

Babası  Akay Sultan Ahmet ( 1829 – 1904 ), Sultanhangiyurt,Kumuk köylerinde

kadılık yapmıştır.

Annesi Kumtarkale köyünden Apov hanımdır.

—-

Akay Bey , Kumuk şairi YİRÇİ  KAZAK ‘ın / ölümü 1880 . şiirlerini toplamış ve

günümüze kadar ulaşmasını sağlamıştır. İlmin değerini bilen bir kişi  olan Akay,

çocuklarım ilme yönlendirmiştir.

( Yirçi Kazak : Sürgünde ölen şairlerdendir. Geniş bilgi için bkz. Karaman, Erdal,

Yirçi Kazak ‘m Hayatı ve Eserleri Basılmamış Yüksek Lisans Tezi, Marmara Üni.,

Türkiyat Araştırmalan Enstitüsü, İst., 1998. )

—-

Soğrat’a ilim eğitimi için gelen Muhammet Mirza Mavrayev (1874-1964) ile

tanışan Ebusüfyan onunla dost olur. M. Mirza Mavrayev zengin, yüksek himmet

sahibi bir kişidir.

Ebusüfyan, Dağıstan’da bir matbaa kurması için M. Mirza Mavrayev’i

isteklendirir. O da mümkün bir şeyse matbaa kurmaya çalışacağına söz verir.

Yılın sonunda mühendis Adil Giray (1873-1946) vasıtasıyla elitbanın usul-i

cedidesini öğrenmek için ikisi beraber 1900 yılında Kazan tarafına giderler.

Orada  matbaaları  ziyaret edip, kendilerinde de bir matbaanın kurulmasını

düşünürler. 1905 de matbaayı açarlar.

Orenburg beldesi civannda Kargalı şehrinde öğretmen  Ubeydullah’tan usul-i

cedid, Fatih Kerimov (1871-i 946)’dan matematik, hendese, cebir gibi ilimleri

öğrenerek  vatanına döner.

1913 de Said Gabbiyev’in çıkarmaya başlamış olduğu “Zaraya Dağıstana” /

Dağıstan’ın Şafağı adlı, halkı aydınlatan gazetenin Rus Çarı tarafından

kapatılmasına  tepki gösterir ve siyasi köşe yazıları yazmaya başlar.

—-

Ebu Süfyan’dan evvel, Dağıstan halkının elinde ana dillerinde yazılmış basılı

ve  basılı  olmayan hiç bir kitap yoktur. Ebusüfyan’ın anlatımına göre,

Dağıstan’ da  hiç bir kimse eline bir kitap alıp okumamaktadır.

Ebusüfyan , kitap almaya alışmamış Dağıstanlıların  hesap ve coğafya gibi

ilimleri anlatan  kitapları birden bire satın alıp okumayacağını ve satılmayan

kitapların da basılıp saklanması için sermaye olmadığından ara sıra

Dağıstanlılarca malılm ve müsellem olan kitaplardan yazmak gerektiğini

düşünür. Bu yüzden  “Dua Mecmuası” ve “Heyet-i  İslamiyye” adlı kitaplarını

yayınlar.

Ve Dağıstan halkının çağdaş ilim kitaplarını okumasını sağlamıştır.

—-

Usul-i Cedid / yeni usul – yöntem , 19. yüzyılın ikinci yarısının başlarında dil,

eğitim-öğretim ve dini meselelerde ıslah / yenileştirme – düzeltme hareketi   

olup, İdil boyu Tatar aydınlarından Şihabeddin Mercani (1815-1889),

Abdulkayyum Nasıri (1824-1907) ve Hüseyin Feyizhani (1826-1866) ve başkaları

tarafından başlatılmıştır.

Bu hareketin güçlü bir şekilde Türk-Tatar dünyasında yayılmasında,

Gaspıralı İsmail ( 1851-1914) ‘in, 1883 yılında çıkarmaya başladığı ‘’Tercüman’’

gazetesinin rolü  büyük olmuştur.

Usul-i Cedid  hareketinın gayesi / amacı , okul çocuklarına, yeni metotla

okuma  yazma öğretrnekti. O zamana kadar öğrenciler okumayı hece usulüne

göre öğreniyorlardı ve bunun için ise çok zaman harcanıyordu. UsuI-i Cedid’nin 

özellikleri:

1- Okul medreseden ayrılacak.

2· İlkokulun ayrı öğretmenleri olacak.

3- Öğretmen “sadaka” değil, aylık alacak.

4·Yalnız okumaya değil, aynı zamanda yazı öğretimine de önem verilecek.

5· Öğretim bir programa göre yapılacak, her yaşa göre ders kitapları

kullanılacaktır.

Başta Kazan Türkleri olmak üzere, Rusya Türkleri arasında uyanmayı sağlayıp,

Batılılaşmayı hedef alan “UsuI-i Cedıd”, yani yenileşme hareketi halk tarafından

Kolayca benimsenmemiştir.

( Geniş bilgi için bakınız: Nadir Devlet, İsmail Bey (Gaspıralı), Kültür

ve  Turizm Bakanlığı Yayınları, Ankara, 1988, s, 9, 10, 12,67,68. )

—-

1909 senelerinde, Temirhan-Şura’da, çocuklara yeni metotlarını anlatmak için

“İrşadü ‘s-Sıbyan / Çocuklara doğru yolu gösterme ” adlı kitabını  yayınlar.

Ebu Süfyan’in bu eseri Dağıstan’da basılan ilk Kumuk alfabesi ve ilk öğretim

kitabıdır.

Bu kitap Kumuk yazısının çok değerli bir kitabıdır ve pedagoji / eğitim bilimi  

tarihinde çok büyük bir önemi vardır. Dört bölümden oluşmaktadır:

1. Önsöz ve giriş:

Yazılan  kitapların amacını   ve yeni metodun önemli hedeflerinden anlatır.

2. İkinci kısımda, ” Öğretmenlere Birkaç Söz ” şeklinde bir başlık vardır ve  

dersleri işleme metodu anlatılır.

3. Üçüncü kısımda, okuma yazma, derslerin öğretimi  ve asıl alfabe

bulunmaktadır.

4. Dördüncü bölümde ise, yazarın çocuklara önerileri  yer almakta ve

çocukların  eğitimi hakkında bilgiler verilmektedir.

Bu kısımda Ebusüfyan birkaç mektup örneği verir.

Kitabın son bölümünün 18. sayfasında öğrencilere öğüt  niteliğinde ilim

öğrenmenin  yararları hakkında şiirler yer almaktadır.

—-

Kumuk Türkçesi’nde Azerbaycan, Arap, Rus ve Avar dillerinde kitaplar yazmıştır.

Türkiye Türkçesi de bilmektedir.

———

Eserleri

———

1 – Hidayetü ‘l-Avam / Halkın doğru yolu :

İman ve İslam’ı anlatan  Ebusüfyan’ın bu eseri,

Kumuk dilinde yazılmış küçük bir risale / kitapçık olup, Kitapçı Muhammet

Hüseyin  aracılığıyla  1902 de İstanbul’da basılıp yayınlanmıştır.

—-

2 – Sefinetü’n-Necat / Geminin Kurtuluşu :

1903 yılında  48 sayfadan oluşan kitapta Tevhit / tek Tanrıcılık ilmi ve Fıkıh /

amacı  anlamak  bilgileri yer  almaktadır. Kumuk dilinde yazılmıştır.  

—-

3 – Kıllık Kitap :

Ahlak ilmiyle ilgili olan bu kitap 1913 yılında Temirhan- Şura ‘da basılmış olup

Kumuk diliyle yazılmıştır.

—-

4 – İrşadü’s-Sıbyan / Çocuklara doğru yolu gösterme :

Bu kitap Dağıstan’da ” Usul·i cedid / yeni yöntem” ile  yazılan ilk kitap

olmasından  dolayı önemlidir. Kumuk diliyle yazılmıştır.

—-

5 –  Hey’et-i İslamiyye / İslam toplumu :

Dini kitaplarda görüldüğü gibi, alemin durumundn cennet, cehennem ve

kıyamet gününü anlatan  bir kitaptır.

Kumuk diliyle yazılmıştır.

—-

6. Mecmuu ‘l – Manzumat / Şiirlerin tamamı  :

Kumuk dilinde yazılmış 56 sayfadan oluşan dini edebi bir kitaptır.

1913 de üçüncü baskısı yapılan bu kitaba 11 türkü daha eklenmiştir.

—-

7. Mecmuu ‘I-Eş ‘ab   :

Kumuk Türkünün dine ait olmayan edebiyatı ile ilgili

yazılmış  bir kitaptır. Kumuk diliyle yazılmıştır.

—-

8. Dua Mecmuu / Duaların tamamı :

İstanbul ve Kazan kitaplarında bulunan dualar cem edilerek / toplanarak

yazılmış  bir kitaptır.

—-

9. Süllemü’l – Lisan /  Toplumların dili :

Lisan öğretimine dair yazılmış küçük bir çok dilli  sözlük  kitabıdır.

Arap, Kumuk, Avar ve Rus lisanları birbirleriyle yorumlanmıştır.

—-

10 –  Vesiletü’n-Necat /  Sebeplerin kurtuluşu :

Tarikat ilmini anlatır. Bu kitapta şeyhin alametleri / işaretleri

ve  müridin / bağlıların adabı / toplumsal yaşayış ilkeleri eleştirili  bir şekilde

anlatılır.  Kumuk diliyle yazılmıştır.

——–

37 eser kaleme almıştır. Köşe yazıları vardır.

1929 yılında, diğer birçok alimler gibi Bolşevik  devriminden  Ebusüfyan da

Payını  alır. 10.Haziranda tutuklanır. 14 Aralıkta, kanunsuz olarak  pantürkistlik /

Türkçülük  ve panislamistlik / İslamcılık yaptığı gerekçesi ile yargılanır ve  1O yıl

mahkumiyetine karar  verilir.

Mahkum edildikten sonra da güvenlik güçleri tarafından EbusüfYan’ın

Temirhan – Şura’da kendi evinde bulunan zengin kütüphanesi yok edilir ve

yakılır.

Kazakistan’ın kuzey eyaletinde bulunan Kotlaski Esir Kampı’na sürgüne

gönderilir.

10. 9. 1931 yılında ağabeyi Ebulhayr ‘a göndermiş olduğu mektubunda şöyle

yazmaktadır ;

“Şu anda başlangıcı Pinyuk istasyonu olan (8.Kamp) demiryolu boyunca

yerleşen  Perma civarındaki esir kampında bulunmaktayım…

Size uzaklığı iki gün iki gecedir. Bizim gibi yaşlıları ağır işte çalıştırmıyorlar.’’

Bu tarihten sonra  kendisinden bir bilgi ve haber alınamamıştır.

Ölümü  ile ilgili  Kumukça bir şiir bulunmaktadır.

Sibir denen soğuk buzlu ellerde,

Dost kardeşin görünnmediği yerlerde.

Nasıldır, kabrinde mezarında,

Gününü doldurup terk ettin dünyayı.

Doyamadık senin nurlu yüzüne,

Daima doğru dikkatli olan sözüne.

Garip elde Allah sana yardım etsin,

Gününü doldurup terk ettin fena dünyayı.

Millet için çok çalıştın özenle,

Yaratan affetsin günahlarını ..

Suçlular kurtulmasın  ahından!

Gününü doldurup terk ettin fena dünyayı.

————

Kaynakça

————

Geniş bilgi : Dr. H. İbrahim TANÇ.

Ankara üni. Türkiyat araştırmaları enstitüsü dergisi s.23

https://dergipark.org.tr

https://islamansiklopedisi.org.tr/kumuklar

https://tdk.gov.tr / yardımcı Doç.Dr. Çetin Pekacar ( Ebu süfyan Akayev’in resmi var . )

Bayrak : https://tr.wikipedia.org/wiki/Kumuklar sayfasından alınmıştır.

İdris Kulaçoğlu . 2.5.2021 çalışma odam .

Reklam