Kimmerler, etnik / ırk – toplum bilim bakımdan Orta Asya’ya dayanan Ural – Altay kökenli , Proto / Ön – Türkler ile bağlantılı ve onun bir parçası olan Türk toplumudur. Korkusuz ve cesur savaşçılar olarak ün salmışlardır.
Bu tanımı ;
1 – Atlı toplumların batı kolunu oluşturmaları.
2 – Kurgan uygulamaları.
Kurgan Kültürü, yalnızca Türk ve Ön Türk toplumlarına özgü bir tinsel öğedir. Tarih boyunca hiçbir toplumda Kurgan adeti görülmemektedir.
Bu kültür bağlamında Türkler ve Türkleri ortaya çıkartan Ön Türk toplumları, arkalarında tarihsel bir imza olarak Kurganları miras bırakmıştır. Günümüzde arkeolojik çalışmalar yürüten tüm Arkeologlar, bir bölgede Kurgan ile karşılaştıklarında anlaşmazlığa düşmeden bu bölgede Turani / Ön Türk toplumların yaşadığını kabul ederler.
Kurganlarda bulunan altından yapılmış hayvan heykelcikleri insanı hayrete düşürücü , hayranlık uyandırıcı güzelliktedir.
3 – İskit / Saka kültürü ile bire bir benzerliği ve bağları .
doğrulayan bulgulardır.
—–
( Bilgi notu : Kaynakların çoğunluğunda İskit / Saka ve Kimmerler için ilk Ön – Türk devletleri olduğu yazılmakta. Bu bilgi yanlıştır. Taş yazıtlar , kazı bulgu ve belgeleri , kurganlarda bulunanlar ve kültür dönemleri ile ilk Türk devletlerinin :
1 – ON – OYUL FEDERASYONU m.ö 9000 ler. ( Buhara – Taşkent’teki devlet )
( Varlığını mö 5000 tarihli ON NOTASI ‘ndan biliyoruz .)
2 – BİR OY BİL FEDERASYONU m.ö 8000 – m.ö 1517
3 – AT OY BİL FEDERASYONU m.ö 1517 – m.ö 879
4 – TÜRÜK BİL FEDERASYONU m.ö 879 – m.s 575 olduğu ispatlanmıştır.) İ.K
——
Kimmerler, Sümerler ile On – Ok / On – Oğuz / Doğu Sakaları / Hun Dönemi arasındaki derin tarihsel aralıkta kültürel, etnik ve politik anlamda bir bağlaç olarak karşımıza çıkar.
Tunç çağını içine alan tarihsel süreç bakımından son derece öneme sahip olan Kimmerler, Ön Türk Tarihi açısından yaşadıkları Kuzey Karadeniz , Hazar , Kafkaslar ve Anadolu’da arkeolojik kültürel miras bırakmışlardır.
Elde ettiğimiz Arkeoloji / kazı bilimi , Filoloji / dil bilimi ve Mitoloji / efsane bilimi bilgileriden yola çıkarak tarihsel olayların paralelliği ışığında şu gerçeği açıkça söyleyebiliriz ki ;
‘’ Kimmerlerin Türklerin Atasıdır. ‘’
—–
Türk Toplumlarının Atası olan Afanasyevo İnsanları, m.ö. 7000’li yıllarda Aral gölünde ortaya çıkmış, m.ö. 5000’li yıllarda bugünkü Türkmenistan havzasına ulaşmış, buradan da Orta Doğu bölgesine yerleşerek Sümerler Medeniyetini kurmuşlardı.
Sümer Medeniyeti, birliğini kaybettikten sonra Akadların baskı ve ele geçirmeleri sonucunda Mezopotamyayı terk eden Turani toplum üç farklı kola ayrılarak bölgeyi terk ettiler.
1 – Birinci kol doğu doğrultusunda İç Asya’ya göç ederek Hing-Nu’ları / Hunları meydana getirdiler.
2 – İkinci kol Anadolu’nun içerisine girerek Batı’ya ilerlediler ve Etürks/Truska toplumlarını meydana getirdiler.
3 – Üçüncü kol ise Kuzey’e doğru ilerleyerek Kafkaslar ve Kuzey Karadeniz hattına göç edip Kimmerler’i meydana getirmişlerdir.
—–
Kimmerler :
m.ö. 20. yy’da Kırım, Kafkaslar ve Doğu Karadeniz coğrafyasında ortaya çıkmış, m.ö. 800’lerde yine kendileri gibi bir Türk Kavmi olan İskitler’in / Saka’ların Kafkaslardan gelmeye başlamasıyla bölgedeki hakimiyetlerini kaybederek , Kafkaslardaki Demir Kapı ve Derbent geçitlerini aşarak Doğu Anadolu ve Güney Karadeniz hattına çekilmek zorunda kalmış, bu bölgede yaşayan Lidyalılar, Asurlar ve Urartular arasında sıkışarak zayıflamış ve m.ö. 700’lerde bölgedeki üstünlüğünü kaybederek iki kol halinde Balkanlar ve Hazar Denizi bölgelerine göç ederek bölge halklarının içerisine karışmışlardır.
( Kırım : Tatarcada ‘’ Benim Tepem ‘’ demektir. )
—–
M.ö. 9. yy, İç Asya için büyük Kuraklık dönemi olarak anılmaktadır.
Taklamakan çölünün sıcak ve kurak iklimi Kuzey bozkırlarına yayılmaya başlamış ve bu kuraklık konar-göçer bir yaşam geliştirmiş, geçimini hayvancılıktan sağlamakta olan Asya Türk toplumlarını ileri derecede olumsuz yönde etkilemiştir.
Yaşanan kuraklık nedeniyle bozkırlara gereksinim duyan bu toplum göç etmek zorunda kalmış ve kalabalık guruplar halinde Batıya doğru uzun bir göç yolculuğuna çıkmışlar. Tarihe İskitler / Sakalar olarak kaydedilen bu toplum atlı süvarilere sahip, konar göçer yaşamları ile hızlı hareket edebilen ve oldukça kalabalık bir toplumdu.
İskitlerin / Sakaların m.ö. 9. Yüzyılda başlayan göç hareketleri ile Doğu Avrupa ve Kafkaslar bölgesine ulaşmaları Kimmer toplumunun sonunu hazırlayan ana etken olmuştur.
Atlı orduları, tekerli çadırları ve kalabalık kitleleriyle İskitler’in saldırılarına karşı koyamamışlar.
—–
( İskit ve Kimmer araştırmacıları, bu iki toplumun arkalarında bıraktıkları kurganlar, çömlekler, vazolar ve savaş aletlerini incelediklerinde birbirlerinden ayırt edilemeyecek kadar benzeş olduklarını saptamışlar. Aradan geçen asırlar, kültürel teması engelleyecek coğrafi uzaklıklar ve siyasi oluşumlara rağmen bu iki toplumun aynı kültürün ve aynı toplumun parçaları olduklarını açıkça görmekteyiz. )
—–
İskit / Saka akınları Kimmerler’i bu bölgeden güneye doğru sürmüş, Urartu topraklarına kadar ilerlemek zorunda bırakmıştır.
Bölgenin en güçlü Krallığı olan Asurlular içinde tehdit / gözdağı oluşturmuşlardır.
Kimmerler, m.ö. 714 yılında Urartuları büyük bir yenilgiye uğratarak Doğu Anadolu hattını kırıp Kumuh / Adıyaman , Meluddu / Malatya , Tabal / Nevşehir , Şubria / Diyarbakır , Habuşya / Ereğli şehirlerine girdiler.
İç Anadoluya kadar ilerleyen Kimerler, buradan da Kuzey’e doğru yayılıp Sinope / Sinop şehrini ele geçirdiler.
—–
( Urartu kralı 2. Argişti (m.ö. 714 – 685) kuzeye yönelerek, Kimmer
akınlarını önlemeye çalışmıştır. Ancak o, m.ö. 707 yılında ağır bir yenilgiye
uğramıştır. Urartu kralı olan 2. Rusa (m.ö. 685-645) ise, akıllıca bir politika izleyerek Kimmerler’le anlaşmış, Asur’a karşı onlarla ittifak / anlaşma yaparak bir kısım Kimmer boylarını Urartu topraklarında bırakmış ve ana göç kolu batıya doğru ilerlemeye başlamıştır.)
—–
Kimmerler’in Anadolu’nun içlerine doğru ilerleyişleri kalıcı olamadı. Zira Asurlar ve Anadolu’nun batısında hüküm süren zengin Lidya Krallığı arasında kalan Kimmerler, bu bölgelerden çekilmek zorunda kaldılar ve Sinop şehrini merkez yaparak Güney Karadeniz’i kendilerine yurt edindiler. Anadolu içlerinde ilerleyemeyen Kimmerler, Güney Karadeniz hattı boyunca genişleyerek Herakleia Pontika / Karadeniz Ereğlisi ve Trapezos / Trabzon bölgesine kadar olan geniş coğrafyada söz sahibi duruma geldiler.
—–
Asur tarihinde Sargonidler devri denen m.ö. 722-626 yılları arasındaki zamanda
kudretli Asur krallarını sürekli uğraştıran olaylardan birisi Kimmerler’in
Anadolu’ya girerek, kısa zamanda Asur sınırlarına ulaşmış olmalarıdır.
Bu dönemin başlarında kral olan Sargon (m.ö. 721-705) zamanında Asur devleti çok güçlenmiş, Fırat’ın doğusunda Güneydoğu Anadolu coğrafyasından başka, bu hattın batısında Kargamış, Zincirli / Sam’al , Maraş / Gurgum , Malatya, / Milid , Adana, Tarsus / Que ve Kayseri bölgelerini de ele geçirmiştir.
M. Ö. 705 yılında Muşku Kralı Mitanın da desteğini alan Asur Kralı 2. Sargon Kimmerlerle Tabal’ da yaptığı savaşta ağır bir yenilgiye uğradı ve savaş alanında yaşamını kaybetti.
Kendisinden sonraki Kral Sanherib (m.ö. 704-682) zamanında Tabal, Hilakku ve Kammanu eyaletleri kaybedilmiş, daha sonra kral olan Asarhaddon (m.ö. 681-668) devrinde ise, Asur’un Anadolu’daki gücü gittikçe azalmıştır.
Kimmerler’in adı ilk defa Asarhaddon zamanında, yani Asur devletinin güç
kaybettiği bir dönemde konuşulmaktadır. Kimmerler’in Asur’un kuzey sınırlarına inerek, Asurlularla mücadeleye / uğraşa girişmiş oldukları anlaşılmaktadır.
Asur kralı Asarhaddon tarafından m.ö. 679 yılında Hubuşna / Ereğli mevkiinde bozguna uğratılılan Kimmerler, bozgundan sonra batıya yönelerek Lidya’yı tehdide / gözdağı vermeye başladılar.
Asurbanipal tahta geçer geçmez Kimmerlere karşı ilk savunma tedbirleri / önlemlerini alınmıştır. Anadolu’da Asur devletinin de içine katıldığı bir mukavemet cephesi / Direniş birlikteliği oluşturulmuştur. Buradan da Kimmerler’in askeri kuvvetinin ne kadar fazla olduğu anlaşılmaktadır. Çünkü, Kimmer tehlikesi büyük boyutlarda olmasaydı, Asur ve çevresinde bulunan diğer topluluklar ittifak etmek / anlaşmak zorunda kalmazlardı.
Asur ülkesine Kimmer saldırıları hakkında Asurbanipal zamanında Önemli bilgiler verilmektedir. Bu bilgilere göre, Kimmerler Kralları Tugdamme’nin önderliğinde büyük kalabalık halinde Asur sınırına ulaşmış ve orada karargahlarını / ordunun yerleştiği karar yerini kurmuşlardır.
Fakat, Kimmer kralı Tugdamme / Dugdamme , Asurbanipal’in verdiği bilgiye göre, Asur sınırına saldırdığı sırada ağır bir hastalıktan ölmüştür.
Kimmer baskısı daha fazla devam etmemiş ve onlar geri çekilmişlerdir. Fakat, Asurbanipal zamanında Kimmerler’le Asurlular arasında bizzat Asurbanipal’in de katıldığı bir antlaşma yapılmıştır. Ön Asya hukuk anlayışına göre Asurlular’ın Kimmerleri kendileriyle aynı seviyede gördükleri anlaşılmaktadır.
—–
Kimmerler’in bu bölgedeki egemenlikleri de uzun sürmedi. Kimmerler’i Kafkaslardan çıkartan İskitler bu kez Doğu Karadeniz hattı üzerinden Anadolu’ya girmişlerdi.
İskitler ile Kimmerler’in Güney Karadeniz hattı boyunca giriştikleri hakimiyet / egemenlik mücadelesi / uğraşı sonuç vermedi. İskitlere karşı galip gelemeyen Kimmerler, çetin savaşlar sonunda yenilerek burayı da terk etmek zorunda kaldılar.
İskitler, Kimmerlerden sonra Urartular ile uğraş içerisine girişmişlerdi. Kimmerlerin Hükümdarı olan Dugdamme / Tugdamme , İskitlerle Urartular arasında yaşanan uğraşmalardan fırsat bularak tekrar İç Anadolu’ya girdiler. Bu dönemde Orta ve Güneydoğu Anadolu Frig Krallığı tarafından yönetilmekteydi.
M.ö. 750’li yıllarda Balkanlar üzerinden Anadolu’ya giren ve İç Anadolu bölgesinde güçlü bir krallık kuran Frigler, bulundukları coğrafyaya yarım asırdır hükmediyorlardı / egemenlikleri altında bulunduruyorlardı. Kimmerler, Karadeniz hattındaki hakimiyetlerini kaybedince Frig başkenti Gordion’a girdiler ve büyük bir mücadele / uğraş sonucunda şehri ele geçirdiler. (m.ö. 696)
( Kimmerler, m.ö. 676 yılında Frig egemenliğindeki toprakları istila ederek / ele geçirerek , başkentleri Gordion’a girdiler. En görkemli çağını yaşayan Frig devletinin Kimmerler tarafından ortadan kaldırılışı istila halinde oluşan Kimmer göçünün ne kadar etkili olduğunu açık bir şekilde göstermektedir.
Asur Kralı Habuşna, Kimmerlerin İç Anadolu’daki hakimiyetlerinin güçlenmesine izin vermedi ve ordusunun başına geçerek Kimmerler üzerine büyük bir sefere çıktı.
M.ö. 679’da Harekleia Pontika / Karadeniz Ereğlisi şehrinde gerçekleşen bir savaş sonrasında büyük bir yenilgi alan Kimmerler, İç Anadolu’yu da terk etmek zorunda kaldılar. M.Ö. 7. yüzyılın ilk çeyreği içerisinde Kimmerler’in
akınlarına karşı direnemeyen Frig devleti tarihten silindi. )
—–
Son Asur saldırısı Kimmerlerin bölgesel hakimiyetinin sona ermesine sebep oldu. Zira İskitler, Urartular ve Friglerle mücadele ederek zayıflamış, bölgenin en güçlü Krallığı olan Asurluların son taarruzundan / saldırısından sonra çöküş sürecine girmişlerdir. Asurlar ile mücadele edemeyen Kimmerler, istikametlerini / yönlerini daha batıya, Lidya Topraklarına çevirdiler.
Bu tarihlerde Lidya Krallığı Batı Anadolu’da büyük bir güç haline gelmişti. Oldukça zengin ve rahat bir yaşantıya sahip olan Lidyalılar, Parayı icat etmiş ve ticaretle de zenginleşmişlerdi.
Kimmerler, Lidya topraklarına girdiklerinde Lidya Kralı Gyges, Asur Kralı Banipal ile ittifak kurarak / anlaşarak Kimmerler’e karşı güç birliği yapmışlardı. Birkaç Lidya Şehrine girebilen Kimmerler, Asur ve Lidya ordularının ağır mukavemetine / direnişine karşı koyamayıp yenildiler. (M.ö. 657)
Ancak Kimmerler bu yenilgiden kısa bir süre sonra tekrar Lidya topraklarına girerek büyük bir başarı elde ettiler ve Lidya başkenti Sardes’i almayı başardılar.
Asur Kralının m.ö. 630 yılında yaptığı son sefer Kimmerler için yıkım oluşturdu. Büyük bir bozguna uğrayan Kimmerler, aldıkları ağır mağlubiyetten / yenilgiden sonra tekrar toparlanamadılar.
Kimmerler bu tarihten sonra varlıklarını devam ettirip Lidya Krallığı için tehdit oluşturmaya / göz dağı vermeye devam etseler de m.ö. 595 de yapılan son savaş Kimmerler’in sonunu getirdi.
Lidya Kralı Alyatles, Kimmerleri büyük bir mağlubiyete / yenilgiye uğratıp topraklarındaki Kimmer tehdidine / göz dağına son verdi.
Kimmerler , Anadolu’yu terk etmek zorunda kaldılar.
* Kimmerler’in bir kolu İstanbul üzerinden Balkanlar ve Macar Ovasına ulaştılar ve m.ö. 500’lü yıllarda tekrar ortaya çıktılar.
* Bir kolu ise Doğu istikametinde / yönünde – doğrultusunda göç hareketine girişerek Hazar Denizine, oradan da eski yurtları Kırım’a göç ederek İskit toplumu içerisine karıştılar.
—–
Göç hareketinden sonra bağımsız varlıklarını devam ettiremeyen Kimmerler, güçlü kültürlerini Doğu Avrupa hattı boyunca yaşamaya devam etseler de bölgedeki halklar ile kaynaşarak asimile oldular / o toplumlar içinde eridiler. Buna rağmen arkalarında kadim / eski kültürlerinin izleri bıraktılar ve yüzlerce yıl sonra Kuzey Karadeniz boylarına ulaşan soydaşları Peçenekler, Kıpçaklar ve Uzlar / Oğuzlar Atalarının topraklarına yerleşerek bir bakıma Ata miraslarına sahip çıktılar.
—–
Kimmerler hakkında geniş bilgi :
Homeros’un ‘’ Odysseia ‘’ destanında ve Herodot’un ‘’ Tarih ‘’ Kitabın 4 üncü bölümü çalışmasında bulunmaktadır.
————-
Kaynakça
————-
19 mayıs üni. Tarih bölümü . eski ön asya tarihi.
İlhami Durmuş. (1997). “Anadolu’da Kimmerler ve İskitler”. Belleten, LXI (231), 273-286
M. Taner Tarhan. Arkeolog. (1984). “Eski Anadolu Tarihinde Kimmerler”. 1. Araştırma Sonuçları Toplantısı, 109-120.
Ankara: Kültür Ve Turizm Bakanlığı.M.Taner Tarhan. (1976). “Eskiçağ’da Kimmerler Problemi”. VII. Türk Tarih Kongresi, Kongreye Sunulan Bildiriler 1, 355-369.
https://www.turktarihim.com/Kimmerler.html
https://belleten.gov.tr/tam-metin/2424/tur
Bayrak : Facebook.com
————
İdris Kulaçoğlu . 18.5.2021 çalışma odam. 03:12